Fenerbahçeli İrfan Can Kahveci'nin kardeşi Neşe Kahveci, editörlerimizden Ömer Aykut Özaşkın'ın sorularını Futbol Plus Youtube kanalında yanıtladı. İşte o sözler...
Fenerbahçeli İrfan Can Kahveci'nin kardeşi Neşe Kahveci, editörlerimizden Ömer Aykut Özaşkın'ın sorularını Futbol Plus Youtube kanalında yanıtladı. İşte o sözler...
"İrfan ile okadar farklı büyüdük ki, küçükken çok kavga ederdik. Bazıları nasıl bir kardeş olduğumuzu anlayamıyorlar. Biz iç içe büyüdük. İstanbul'a birlikte geldik, Ankara'da birlikte büyüdük. Bize "Neden her yerde berabersiniz?" diyorlar, "Biz kardeşiz" Birbirimizle paylaşımda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz.
İrfan'ın futbola olan ilgisi çocukluğundan geliyor. Küçük kağıtlardan futbol topu yapardı kendisine. İlkokul 1. sınıfta ben sürekli peşinde koşturuyordum. Aynı okullarda okuduk. İlkokul ve liseleri aynı yerde okuduk.
Ayrıca İrfan bu sene mezun oldu üniversiteden, antrenörlük bölümünden mezun oldu.
Onun için spor inanılmaz bir şeydi. Bir yandan futbol, bir yandan hentbol oynardı. Sporun her dalını profesyonel bir şekilde yapıyor.
Bir gün öğretmeni, hentbol oynayıp, daha sonra futbol oynamasından dolayı kolunu kırdığını söyledi. Hemen acile götürmem gerektiğini söylemişti.
"BİZİ DEDEM FENERBAHÇELİ YAPTI"
Benim dedem ve babam çok koyu Fenerbahçeli. İrfan hatırlamıyor ama haftasonları dedemde olurduk ve dedem maç izlerdi. Dedem asla salonda maç izlerken ses istemezdi. Biri ses çıkarırsa 'bittik' derdik. Dedem çok koyu Fenerbahçeliydi, kendisi vefat edince babam da aynı şekilde Fenerbahçeli kaldı. Bizi dedem ve babam Fenerbahçeli yaptı.
İrfan Ronaldinho'yu örnek alıyordu. Alex de Souza da öyle ama İrfan için Ronaldinho daha farklıydı. Sokakta futbol oynarken, gol attığında bir spiker gibi "Ronaldinho" diye bağırırdı. Alex Fenerbahçe'ye transfer olduktan sonra ona hayranlığı devam etti.
FENERBAHÇE'YE TRANSFER SÜRECİ...
Bizim için o dönem çok stresliydi. Hiç böyle bir transfer dönemi yaşamamıştım. Hem stresli, hem rahattık biz. Arkasında ve yanında olmaya çalıştık. Fikrimizi beyan etmedik. Elbette ben Fenerbahçeliyim, Fenerbahçe taraftarıyım ama Galatasaraylılar da istiyordu. Aile olarak fikrimizi beyan etseydik kafası karışabilirdi.
Ben nerde biliyor olsam da nerede iyi olacağını, fikrimizi söylemedik. Biz, "Nerede kendini iyi hissedeceksen orada olmalısın" dedik.
Ben çok heyecanlıydım, pandemi dönemiydi çok iyi hatırlıyorum. Beşiktaş - Trabzon maçını izlemeye gidecektim. Transferin de son günleriydi. Herkes bize "Kime geliyor?" sorusunu soruyordu. Hiçbirşey bilmiyorduk, bilmek de istemiyorduk.
Ben Beşiktaş - Trabzonspor maçının ilk yarısında çıkmıştım, İrfan bana haber verdi ve "Abla hemen kulübe gel." dedi. Beşiktaş'tan Başakşehir'e 10 ya da 15 dakika içinde gitmiştim, nasıl gittiğimi hatırlamıyorum bile.
Kahve, transferde ön plana çıkmış gibi gözüküyor ama daha önce de yapıyordu bunu. Bunlar aslında oyuncuların marketingidir. Biz de düşündük ve soyadımız Kahveci olduğu için, dedik ki "Neden olmasın?". Sonrasında gol attıktan sonra bu hareketi yaptı. Transfere özel yapılan bir şey değildi.
İrfan'ın şöyle bir özelliği vardır, evde, antrenman yada hoca hakkında konuşmayı sevmiyor. Bize her zaman Jesus hakkında, "Çok iyi bir hoca ve onu çok seviyorum" diyor. İrfan'ın kapasitesi 8 numara için oluşturulmuş. Jesus'ta, 'oyuncunun yeteneğine göre sistemleştirme' var.
İrfan'ı hem 8'de hem kenarda oynatıyor. İrfan kas yapısına sahip bir oyuncu, hızlı koşamaz. Bazen sakatlanma durumları koşu mesafesiyle alakalı olabiliyor. Ben her görevi de başarıyla yapabildiğini düşünüyorum. Hoca da, oyuncuları, oynadıkları takıma göre yerleştiriyor.
RÖPORTAJIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN