ERMAN TOROĞLU - KARTAL'IN TAKIMI DAHA KİŞİLİKLİYDİ
Büyük transferler yapan Fenerbahçe, büyük hoca getiren Fenerbahçe… Süper Lig'e yeni çıkmış bir Ümraniye, sessiz sedasız hazırlanan bir Ümraniye…
ERMAN TOROĞLU - KARTAL'IN TAKIMI DAHA KİŞİLİKLİYDİ
Büyük transferler yapan Fenerbahçe, büyük hoca getiren Fenerbahçe… Süper Lig'e yeni çıkmış bir Ümraniye, sessiz sedasız hazırlanan bir Ümraniye…
Birisi futbolculara vermiş 10'ar lira, diğeri vermiş 1'er lira… Çıkıyorlar er meydanına hem de büyük rakiplerinin önüne.
Oynanan futbola bakıyorsun, iki takım arasında kalite farkı yok. Futbolcular arasında fark var mı ona bakıyorsun, o da yok.
Ya 10 liralık futbolcu 10 lira değil. Ya da 1.5 liralık futbolcu kadar hakiki değeri.
Çünkü 10 liralık futbolcu ile kafa kafa oynuyorlar. Bu yalnız Fenerbahçe için değil, İstanbul'un büyükleri için yıllarca böyle oldu.
VAR yoktu, hakemler vardı, işler öyle gitti. Ama şapka düştükçe keller görülmeye başladı. Ümraniye takım olarak oynuyor bir de oyunu yönlendiren lider futbolcular var.
Sarı-lacivertlilere bakıyorum takımı idare edecek lider oyuncular yok.
Fenerbahçe'nin bugüne kadar 3 resmi maçı var. Teknik adama konuşmamız için 3-4 karşılaşma oynanmış.
Bakıyorsunuz, geçen sene İsmail Kartal'ın takımı ile bu takım arasında fark var. İsmail Kartal'ın takımı, Jesus'un takımına göre daha kişilikliydi. Ama yine de konuşmak için 4-5 maç daha bekleyeceğiz.
İlk dakikalarda halı saha maçı gibi oldu. Ama o halı saha maçında karşılaşmanın hakimi oyunu yönlendiren hep Ümraniye oldu.
Bakıyorsunuz, Ümraniye'nin kaybedeceği ne var? Hiçbir şey yok. Fenerbahçe onun rakibi değil.
Önce lige tutunacak ama sonra 10'a oynayacaklar. Fenerbahçe'nin ise şampiyonluktan başka şansı yok. Peki bu ışık var mı? Şu ana kadar izlediğimiz maçlarda yok.
Bekleyeceğiz, o kadar! Karşılaşmada VAR fazla oldu ama mecburlardı çünkü hakemin net göremeyeceği pozisyonlar vardı.
O pozisyonlarda da VAR'ın devreye girmesi normaldi. Fenerbahçe'nin şampiyonluktan başka şansı yok. Peki bu ışık var mı?
Şu ana kadar izlediğimiz maçlarda yok.
EMRE BOL - KANDIRIKÇI
Türkiye'ye gelen hocalarda bir ukalalık oluyor. Nedense ligimizi, "çantada keklik" görüyorlar.
Jorge Jesus'ta öyle çıktı ne yazık ki! Sen takımınla 10 hazırlık, 3'de resmî maç yaptın.
Lakin bakıyorum da pek bir ilerleme yok. Yalvarıyorum birisi Süper Lig'in kolay bir lig olmadığını anlatsın Jesus'a... Olmadı ben gelip anlatayım.
King'i aldınız Serdar Dursun'dan kötü, İsmail Yüksek Arao'dan iyi, Henrigue ise Kim'in yanında gezemez!
Peki Fenerbahçe neden transfer yapıyor? Transfer takımı güçlendirmek için yapılır. Zayıflatmak için yapanı ilk kez gördüm.
Derler ya, "gelen gideni aratır" diye... Acele etmek istemiyorum ama sanki öyle olacak.
Jesus basın toplantılarında, "Top bizdeyken 3'lü, rakipteyken 5'li oynuyoruz" diyor. Arkadaş bizde de göz var, nizam var.
Sen bal gibi "gizli üçlü" oynuyorsun. derken; söylemeden, anlatmadan, "oynatmaya" çalışıyorsun!
Geçen sezon sona erdiğinde Fenerbahçe'nin sadece 3-4 transfere ihtiyacı vardı.
Ama dün gece itibarıyla 8-10 tane transfere ihtiyacı var gibi görünüyor!
Farkında mısınız beraberliği "eskiler" getirdi, golleri ise yeniler yedirdi! Neyse her şeye rağmen bir maçla enseyi karartmayalım.
Ama sıkıntıları da aramızda konuşalım. Şunu bilin Fenerbahçe Kadıköy'de 3 gol yememeli.
Ümraniyespor başkanı Tarık Aksar'ı tebrik ediyorum. Az maliyetlerle deve dişi gibi takım yapmış. Vallahi helal olsun.