EMRE BOL - AH, VAH!
Kime yazacağız bu elenişi? Kime "sallayacağız?" İyi oyuncu ama tecrübesiz İsmail Yüksek'i kırmızı kart görene kadar oyundan almayan Jorge Jesus'a mı?
EMRE BOL - AH, VAH!
Kime yazacağız bu elenişi? Kime "sallayacağız?" İyi oyuncu ama tecrübesiz İsmail Yüksek'i kırmızı kart görene kadar oyundan almayan Jorge Jesus'a mı?
Yoksa bal gibi penaltıyı atamayan Valencia'ya mı? 45'te Emre Mor'u oyuna alıp, 77'de çıkaran zihniyet mi? Ya boşverin Allah aşkına!
Arda kime ne etti? Topu ileriye taşıyan, adam eksilten, şut atabilen, serbest vuruş kullanabilen, bütün dünyanın peşinde olduğu Arda…
Bu takıma golcü lazım diye senelerdir bağırıyorum. Hani topu 3 direk arasına atan adamlar var ya; onlardan işte! Bu saatten sonra ne olacağını bilmeyen Valencia'yı takımda görmek istemiyorum.
"Ya olur böyle şeyler" diyenlere de bir lafım var. Böyle anlar az olur. Gerekeni yapacaksın. Maçın hakeminin "mağdur" Dinamo Kiev'e biraz daha tolerans gösterdiğini söylemek gerekiyor. Savaşanlara, mağdurlara gitti maç… Morale ihtiyacı olanlara…
Saldırıp, saldırıp gol yapamamanın tek sebebi golcüsüzlük. Transfer dönemi devam ediyor. Fenerbahçe yönetiminin yol yakınken bulduğunu atacak bir santrfora ihtiyacı var. Yoksa ahlara, vahlara hazır olalım.
GÜRCAN BİLGİÇ - YAZIK!
Böyle bir maçı anlatmak o kadar zor ki... Dinamo'nun kaleyi tutan tek şutu gol hanesinde... O ana kadar ceza alanına bile girmemişlerdi. Öncesinde Rossi'nin altı pastan dışarı giden, İrfan Can'ın direkte patlayan net pozisyonları vardı. King'in kaleciyi geçemediği veya kaleci Bushchan'ın kurtardığı penaltı veya 90'dan aldığı Szalai'nin kafa vuruşu...
Bunların önüne - arkasına İtalyan hakemin senaryosunu da ekleyebilirsiniz. Valencia'nın gol pası öncesindeki pozisyonuna faul çaldı. Beşinci dakikada maçı bitirecekken Fenerbahçe, aynı hakemin maç içinde çok daha sertlerini devam ettiği temasları da izledik.
Faul olduğu bile tartışılacak iki pozisyondan sarı kart görerek oyun dışı kaldı İsmail Yüksek. Üç dakika sonrasında Dinamo'nun golü geldi. Fenerbahçe defansının seyirciliği eşliğinde.
Bütün bunlardan sonra çıkıp, "Lucescu'nun planları tuttu, kurt hoca" falan diye de yorumlar yapılır. Yukarda bahsettiklerimizden bir tanesi farklı olsaydı, "bunalım yaratma" uzmanı bu teknik adamın, tek planı raflardaki tozlu yerine kalkacaktı.
10 kişi kaldılar. Oyunu değiştirsin diye alınan Emre Mor, 15 dakika sonra çıktı, başka bir hamle Bruma ile yapıldı. Gecenin yıldızıydı Bushchan, tek hatasında beraberlik golü geldi.
89'da uzatmaların düğmesine bastılar. Yorgun dakikaların peşine, Novak ve Serdar'ı kenara aldığımızda 25 yaşından büyük oyuncunun olmadığı 10 kişilik mücadele timi eklendi. İki topu direkten döndü Kiev'in 114'te de turu getiren golü attılar.
Güzel bir gala gecesi olacaktı halbuki. 50 bin hırslı taraftar, yeni hoca, yeni oyuncular, yepyeni bir heyecan. Önce daha şanslı olan, sonra da daha akıllı olan takımdı Dinamo Kiev. Elindeki turu ikram etti Fenerbahçeli oyuncular. Yazık...
REHA KAPSAL - DERSLER!
Fenerbahçe'nin ilk maçta saha içindeki doğru uygulayamadığı iki tane büyük problemi vardı.
1- Top ayağındayken hücum edememesi.
2- Rakibin yaptığı çok fazla faule karşılık saha içinde çözüm üretememesi.
Kadıköy'deki rövanşta hem oyuncu seçiminin hem de oyun kurgusunun daha farklı olması gerekirdi. İlk 45 dakika Fenerbahçe pozisyon üretemedi. İkinci yarı İsmail'in atılmasından sonra 10 kişi kaldılar. Bu durumda Jorge Jesus gibi tecrübeli bir teknik adamın hatalı oyuncu değişikleri vardı.
4-1-4 gibi parçalı oyunu tercih etti. Bu da gol yemesine neden oldu. Emre Mor'un oyuna sonradan girip tekrar oyundan çıkması anlaşılmadı. Kadıköy'de çıktığı ilk maçta bu muameleyi görmesi oyuncuyu kaybetme açısından da çok büyük bir hataydı.
Fenerbahçe'nin en büyük sıkıntısı nitelik ve nicelikte. Özellikle ön tarafta hücum alanında santrfor pozisyonu ve çizgilerde oyuncu çokluğu var ama kalite, üretkenlik eksiği de var. Takımın ana omurgasını oluşturacak net oyuncular da yok.
İlk maçtaki gibi bu maçta yapılan çok değişikliğe rağmen Fenerbahçe gol pozisyonu bulamadı. Oyuncuların hep savunma önünde top alması, savunma arkasına hiç koşu yapmaması, alanlarını çok fazla kaybetmeleri, ister istemez alan bulamamayı ve alan yaratamamayı da beraberinde getirdi.
Fenerbahçe sürekli hücum hattına oyuncu alıyor. Bana göre hem savunmanın sağ kenarı hem de yenilen golde de savunma zaafiyeti gösteren Ferdi'nin pozisyonuna bir sol bek alınması gerekir. Bununla beraber net bir A sınıfı santrfora da ihtiyacı var.
Zaten Fenerbahçe'nin en büyük sıkıntısı bu. 3 tane santrfordan net bir golcü çıkmıyor. İlk maçtaki saha için oyun görüntüsünden gerekli analizleri çıkarmayan Jorge Jesus hem oyunla ilgili çözüm üretemediği gibi aynı oyuncu tercihleriyle de beklenileni veremedi.
Maç oynanırken kendi kendime şu soruyu sordum, Lucescu'nun elinde bu Fenerbahçe kadrosu, maddi imkanları olsaydı acaba maçın sonucu ne olurdu diye merak ettim.