Sevgili Burak, yılların ötesinden sarkmış "Ağabey/ Kardeş" ilişkimiz yüzünden, bu açık mektubu, Galatasaray Başkanı Burak Elmas'a değil, kardeşim Burak'a yazmaya karar verdim. Bir gazeteci eleştirisi değil, bir ağabey öğüdü olarak..
"Bu adamı derhal bırak" dediğim, getirdiğin, hem de bayağı pahalı getirdiğin yeni hocan.. Adını ilk defa duyuyordum. Hâlâ da doğru dürüst bilmiyorum. Bilmeme de gerek yok. İsim hafızam zaten öteden beri dardır.
Yaş 83 olunca iyice daraldı. Onun için seçmeye değer olanlar aklımda kalıyor. Beynim, eğer çaba gösterip ezberlemezsem, ötekileri kendiliğinden eliyor.
O isim de, artık duymak istemediğim "gereksiz"ler arasında..
Hemen hepsi Fener'e yamanmış medya, Galatasaray'da birini övüyorsa, dikkat et.
Kalsın istiyorlar demektir.. "Neden istiyorlar peki?."
Cevap açık.. "Galatasaray'a değil, Fener'e yarasın" diye..
Bu Fener ve Galatasaraylıların ortak bir fanatizmi vardır:
"Ben şampiyon olamıyorsam, o da olmasın."
"Şampiyonluğu kaybediyorsam, puan cetvelinde onun üstünde olayım.."