Fenerbahçe, iki milli maç arası girdiği türbülansta "dur bakalım ne olacak" beklentisinden "yönetim uyuma takıma sahip çık" tepkisine uzanan "serbest düşüşe" geçince, Başkan çıkıp bir şeyler söylemek zorundaydı."Umumi arzu üzerine" ve kaçınılmazdı Söyledi nitekim. Hem de "M"den "P"ye!
Takımın oynadığı sistemden mi şikayeti vardı Fenerbahçelilerin?.. Dört maçlık "na-galip" seriden en başta üçlü savunma formatını mı sorumlu tutuyorlardı. Teknik direktöre güvenlerini mi yitirmişlerdi? Müjde… Başkan, Pereira'ya sistemini gözden geçirmesini söylemiş çoktan. Bize de "yaptırımını" anlattı; Pereira ile "sonuna kadar" çalışacaktı ama "tazminatı da yoktu" hani!.. Umarız Hoca anlamıştır. Kimse çözemedi çünkü.
Küresel boyutta en iyi futbolculardan biri olarak tescillenmiş Mesut Özil'in "sorun giderici" olmaktan çıkıp "sorunun kendisi" haline gelmesi ile dehşete mi düşüyordu Fenerbahçeli? Hallolmuştu o mesele!.. Başkan'dan Vitor Pereira'ya "Mesut'tan yararlan", Mesut Özil'e "ticareti bırak işine odaklan" direktifi gitmiş bile.