Fenerbahçe Yönetimi çift taraflı bir transfer stratejisi ile hem 18 yeni oyuncuyu kadrosuna kattı, hem de rakiplerine bu imkanı vermedi. Mart ayında belirlenen transfer politikasını, nakış gibi işlediler. Tecrübeli isimler geldiği gibi, gelecek vaad eden oyuncular da radardaydı. En dikkat çeken politika da bu oldu. Sosa, Gökhan Gönül veya Papis Cisse gibi tecrübe abidelerinin yanına İsmail Yüksek, Barış Sungur ve hatta Kemal Ademi gibi beklenti taşıyan isimler de eklediler.
İSKELET DE OLUŞTU
Her şey bir tarafa alınanların hemen hepsi ilk 11 oyuncusu. Hangisini kadroya koysanız, kimse "neden?" diye sormaz. 4 sezondur UEFA sınırlamaları ve banka borçlarıyla eli bağlanan yönetimlerin, kalitesi sınırlı kadrolar kurmasının karşısına, bu kez üç oyuncu satıp, bütçe oluşturarak, minimum maliyette, ligin en geniş kadrosu oluşturuldu. Geri dörtlü tamamen (Gökhan, Lemos, Tisserand, Caner) yenilendi. Ciddi alternatifleri de oluşturuldu. Gustavo'nun yanına Sosa geldi. Ozan, Tolga da sırada. Böylece yedi oyuncuyu kemikleştirdiler, iskeleti oluşturdular.
ALTIN SEZONDAKİ GİBİ
Ön tarafın uyum sıkıntısı aşıldığında, hücum gücü de başkalaşacak. Mert Hakan ve Pelkas ile forvet arkasında ciddi rekabet yaratıldı. Ademi 1.98'lik boyu ile her maç 35-40 orta atan bir takımda, kendisini cennette hissedecektir. Samatta, Valencia, Thiam ve Cisse'yi de rekabete soktuğumuzda, Fenerbahçe'nin 2013 altın sezonundaki Sow- Webo-Kuyt projeksiyonu yapıldı. İstediğinizde kanat, istediğinizde santrafor oynatabileceğiniz 5 oyuncu var.
RAKİPLERİNE İMKAN VERMEDİ
Fenerbahçe bu hamleleri Bankalar Birliği'nden aldığı "anlaşıyoruz" mektubu ile yaptı. 2 artı 10 yıllık bu anlaşma gerçekleştiğinde, ezeli rakipleri Beşiktaş ve Galatasaray'ın da sözleşmesi revize edilecekti. Ancak imza için transfer döneminin bitmesini beklediler. Ocak ayında Fenerbahçe transfer yapmasın diye "kural değişmez" diyenler, eğer sözleşmeyi yenileselerdi, limit elde edip, istedikleri gibi oyuncu alacaklardı. İşte transfer hamlesinin ikinci aşaması da bu oldu. 18 futbolcu alırken, rakiplerine de saha bırakmadılar. Artık ligin devranı döndü. Bu sezonun şampiyonluğu, Fenerbahçe'nin lige 4-5 yıl daha ağırlığını koymasını sağlayacaktır. Fenerbahçe tribünlerinin dilindeki Nazım Hikmet dizeleri gibi; "Güneşli günler" geliyor.