Fenerbahçe Beko İdari Menajeri Cenk Renda: Yıkıldım, buraya kadarmış dedim
Fenerbahçe Beko'nun İdari Menajeri Cenk Renda, Türk sporunda corona virüse yakalanan ilk isim olmuştu. Tecrübeli isim yaşadığı zorlu süreç ile ilgili flaş açıklamalarda bulundu. Renda'nın en dikkat çeken sözleri "Yıkıldım, 'Cenk buraya kadarmış' dedim" oldu.
- Fenerbahçe Haberleri
- 17 Nisan 2020, 21:12:29
Türk sporunda corona virüse yakalanan ilk isim olan Fenerbahçe Beko İdari Menajeri Cenk Renda, Ajansspor'a yaşadıklarını anlattı.
Renda ile yayın sırasında Fenerbahçe Beko'nun İtalyan basketbolcu Gigi Datome de gelip yorumda bulundu.
Sevgili Cenk Renda, corona virüsü semptomların nasıl fark ettin?
"Aşırı bir halsizlik yaşadım. Üstümden tır geçmiş gibi bir pozisyonum vardı 3-4 gün hiç kalkamadan yattım. Ara ara iki kere 37.9 ve 38 derece ateşim oldu. Onun dışında bende bir semptom görülmedi. Bu durum bayağı beni yıprattı. O sırada corona olduğumuzu tabii bilmiyoruz. Ben bunu geçirdikten sonra kendime geldim. Hiçbir şey olmamış gibi bir Tofaş maçı oynadık. Arada bir Panathinaikos maçımız iptal edildi. Gayet iyiydim hiçbir problemim kalmamıştı. Ondan sonra o hafta sonu biz takımca test yaptırmaya karar verdik.
Kulübümüz bu kararı aldı. Testlerden sonra kulüp doktorumuz Ahmet Bey bana test sonucunun tam belli olmadığını ve pozitif çıkma ihtimalinin olduğunu ifade etti. 'Biz seninle gidip hastanede tomografi çektirelim' dedi. Liv Hospital acildeki doktorumuz önce bir boğazıma baktı, kızarıklık gördü, ondan sonra tomografi çektirdik. Bir anda şoke oldum, ailem habersiz Benim hemen müşahede altına alınmamı söyledi. Olay orada başlıyor zaten. Öyle bir psikolojik durum ki bu, çok zor bir durum.
Ben bir anda şoke oldum. Beni hangi hastaneye nakil edecekler? Bunun korkusu başladı bende. Kimsenin haberi yok yalnızım ailemin haberi yok. Yani yatacağımdan haberi yok. Çok panik oldum. O sırada doktora rica ettim yarın geleyim diye. Astronot kıyafeti giydiler! İyi ki de yatırmışlar. Bir anda kapılar kapandı. Herkes bir anda astronot kıyafetlerine benzeyen giysi giydi. Acilde bir panik havası oldu. Kimse bilmiyor hastalığın nasıl seyrettiğini. Şimdi biliniyor. İyicene panik oldum.
'Yandık. Cenk buraya kadarmış. Şimdi nereye belkide makineye bağlanacağım' dedim. Çünkü ciğerlerimde leke görmüşler. O zaten semptomun bir göstergesi. Ciğerlere indiği vakit tehlike o, bu hastalıkta. Ciğerlere inmezse evinde geçirebiliyorsun Ama ciğerlere indiğinde işte o entübeler, makineye bağlı olanlar, yoğun bakımda olanlar hepsi bu ciğerlerindeki problemlerden dolayı. Yani yıkıldım. Tabiri caizse ne yapacağım, ne edeceğim derken doktorlar bir de o astronot kıyafetlerine bürününce iyicene korkuyorsun. Orada işte hastane hayatım başladı. Direkt odaya aldılar. İlk günden itibaren tedavime başladılar. İlk hastalardandım. Gittiğimde hastane bomboştu. Şansta benim yanımdaydı. Benden sonra özel hastaneler de pandemi hastanesi oldu. Karantinadaki o yalnızlık...
Size sosyal medya üzerinden gelen mesajlar ne hissettirdi?
"Çok zor bir dönem. Bir daha yaşamak istemem. Allah bir daha yaşatmasın. Hastanedeki karantinada o yalnızlık.. 10 adım odada bir hafta kaldım. O sürede çok şeyi anladım hayata dair. Bir kere ne olacağını bilmiyorsun. Tamam iyi bir hastanedesin, sana iyi bakılıyor. Tedavilerin hepsi yapılıyor ama gene bir korku var içimde. Hastane günlerimden biri kandile denk geldi. Sabaha kadar dua ettim. Sosyal medyadan herkes bana mesaj atıyordu. 'Dualarımız bugün seninle olacak' diye. O insanların dualarıyla belki ayakta kaldım. O süreç beni çok korkutmuştu, çaresizsin, içeri giremiyor, kimse yasak. 12 saatte bir içeri giriyor hemşireler ve doktorlar. Yaşadığımız odayı mutlaka havalandırmanız lazım. Bana ilk söylenen hastanede ilk gece 'Cenk Bey mümkünse saat başı yarım saat havalandıracaksınız ama yapamıyorsanız bir şekilde yapacaksınız.' Yarım saat bir asır gibiydi Hastanede yattığım dönem 20 Mart ve en soğuk dönem. O yarım saat bana yarım asır gibi geliyordu. Geçmiyordu o 30 dakika ne uzun bir dakikaymış. Verilen tüm tedavi ve uyarılara elimden geldiğince uymaya çalıştım. O da zaten sizi ayakta tutuyor."
Yaşadıklarınız size neler kattı?
"Ben bu hastalıkta çok şey öğrendim. Dedim ya ben bu kadar sevildiğimi ve bu kadar dostum olduğumu hiç bilmiyormuşum. Spor camiası arkadaşlarım, dostlarım, eşim, eşimin ailesi, birinci derece akrabalarım ve Fenerbahçe tamamen yanımdaydı. Sayın Başkan Ali Koç ve başkanvekili Semih Özsoy'a ayrı bir parantez açmam lazım. İlk günden bugüne kadar bana desteklerini esirgemediler. Yönetim hep yanımdaydı. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Tofaş, Anadolu Efes bütün takımlardan herkes aradı. Çoğu mesaja dönemedim ama herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Dostlarıma ve Fenerbahçe taraftarına ayrı bir sayfa açacağım. Futbol için 12. adam basketbol için 6. adamın bana desteği müthişti. Hepsinin destek mesajları hala dün gibi hafızamda. İyi ki Fenerbahçeli'yim. İyi ki basketbol adamıyım. İyi ki bu spor camiasının içindeyim. En çok duygulandıran isimlerden biri de Ertem Şener oldu. Ertem Şener ile bizim çok büyük bir diyaloğumuz yok ama bana mesaj attı. Çok destekçi bir mesajdı ve bana çok büyük moral verdi. Valencia'da kaptım diye düşünüyorum.
Peki corona virüsünü nereden kaptı?
"Bunu çözmek çok zor. Kendi özelimde şu kanıya vardım: Bu hastalık vücuda girdikten sonra 14 gün kalıyor.O sürenin sonunda zirve yapıyor. Hastalandığımdan 14 gün geriye sardığımda Valencia deplasmanı ortaya çıkıyor. O dönem Atalanta ile Valencia futbol maçı oldu. Oradan onların iletişim sorumlusu kapmış. Oradan şehire yansımış. Biz Valencia'dan döndükten sonra orayla ilgili bir sürü olumsuz haberler aldık. Bunlar bende güçlendi tabii Valencia'dan kaptığıma dair. Otelden dışarı çıkmadım orada. Maç günü salondaydım ve sonrasında havalanında da kapmış olabilirim. Valencia diye düşünüyorum ama bunun bir garantisi yok. Ondan sonra Moskova'ya gittim. Orada da olmuş olabilir. Kulüp olarak biz oralara önlem alarak gittik. Bazen ne kadar önlem alsa da insan yakalanabiliyor. O kadar pis bir durum ki nereden geleceği nasıl bulaşacağı anlaşılmıyor. O yüzden ben garanti Valencia da diyemiyorum. Ama 14 gün geriye gidince Valencia ile eşleşiyor. Orası diye düşünüyorum." Ölüm korkusunu hissediyordum
Yoğun bakıma alındın mı ve gerçekten sosyal medyada yayılan ses kaydı sana mı aitti?
"Yoğun bakım diye bir şey yok. Benim dostlarım çok. Whatsapp gruplarımız var. Eski basketbolcuların olduğu gruba çok mesaj geldi. Ben de sesli mesajla hepsine yanıt verdim. O dönem bunalımın dibindeyim. Ölüm korkusunu acaip hiseddiyorum, ne olacağını bilmiyorum. Sesli mesajda 'Durum vahim yüzde 1 milyon coronayım ben' dedim. O grubun içinden birisi bunu paylaşmış. Bir anda sosyal medyaya yayıldı. Ben de sabaha kadar uyuyamıyorum bunalımdan. Telefonu da kapattım. O sırada bizim kongre üyelerimizden biri Cenk Renda yoğun bakıma kaldırıldı iddiasını ortaya atmış. Ben de hiç olayları bilmiyorum. Telefonumu açtıktan sonra mesajlar yağıyor. Telefonumda 1500'e yakın mesaj vardı. Kulübü aradım hemen. İlker Üçer'i aradım. Başkanımız Ali Koç ve Semih Özsoy benimle hemen irtibata geçti. Kulüp bu iddiayla ilgili benden bilgi aldı. Kulüpten sosyal medya üzerinden açıklama yapmak için izin aldım. Bir açıklama yaptım. Böyle bir iddia ortaya atıldı ama daha sonra yalanladık. Allah kimseye yoğun bakımı yaşatmasın, ben hiç yaşamadım. iyi bir şey değil."
Ölüm korkusunu yaşadığını söyledin... Nasıl bir ruh haliydi?
"Kandil gecesi sabaha kadar dua ettim. Dostlarıma, sevenlerime, aşık olduğum Fenerbahçe'me, çocuklarıma ve aileme onları bir daha göremeyeceğim diye öyle bir korku girdi içime. Ama sabahları doktor geldiğinde sana hastalığın aşamasını her gün söylediği için morali insanın yerine geliyor. Psikoloji çok önemli. Ben bir de evhamlı bir insanımdır. Mesala biraz nefes alamayayım yandık gidiyoruz durumuna gelirim. Bu hastalıkta psikolojik olarak sağlam olmak lazım. Vurdumduymaz olacaksın. Bu hastalıkta her şey olacağına varır dersen başına hiçbir şey gelmez."
Obradovic, aradı mı?
"Obradovic aradı. Bana her zaman 'Mister Renda' der. 'Mister Renda yanındayız, sen kuvvetlisin, sen bu işi kazanırsın, moralini yüksek tut. Hiç merak etme oradan çıkacaksın' gibi telkinde bulundu. Fenerbahçe Beko basketbol oyuncuları, idari kadro, personeller hem mesaj atıp hem de aradı. Benden desteklerini esirgemediler. Bu da bana büyük moral oldu."
FATİH TERİM BENİM YAN ODAYDI
Fatih Terim ve Rüştü Reçber de corona virüsüne yakalandı... "Fatih Terim'in corona virüsüne yakalandığını duyunca hemşireye 'Bu hastanede mi?' diye sordum. 'Evet, yan odamızda' dedi. Hemşire aracılığıyla Fatih Hoca'ya geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Çok üzüldüm. Ayrı camiaların insanları olabiliriz ama sonuçta biz sahada rakibiz. Bu sağlık sorunu sonuçta ve üzüldüm. 'İnşallah bir an evvel sağlığına kavuşur' dedim.
RÜŞTÜ BANA SÜREKLİ SORU SORDU, ŞÜPHELENDİM!
Rüştü'ye acayip derecede yıkıldım. Rüştü, bana destek olanlardan biriydi, hastanede. Cuma günü hastaneye yattım ben, Pazar günü Rüştü ile mesajlaşıyoruz. Bana sürekli semptomları sordu. Ben de kendi içimde acaba corona mı oluyor? Rüştü bu kadar soru soruyor diye düşündüm. Belki hissetti ya da bana sorup sonra doktora gitti. Rüştü'yü öğrenince çok yıkıldım. O benden biraz daha ağır geçirdi. Aldığım duyumlara göre onu yoğun bakıma almışlar. Bildiğim kadarıyla tam emin değilim. Bilgi kirliliği de olabilir. Duyduktan hemmen sonra aradım ama telefonu kapalıydı. O da yırttı, aramıza döndü. İnşallah daha sağlıklı günlerde hep beraber olacağız."
Yemeklerini hastane görevlileri nereye bırakıyordu?
"Sağlık çalışanları için ne söylesek az. Müthiş bir risk altındalar. Bütün hastane çalışanları risk altında ve astronot kıyafetiyle odalara giriyorlar. Onları ne kadar alkışlasak az. Onlara her ortamda sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Odama kimse girmediği için kapının önüne masa koydular. Kapıyı açıp 'Cenk Bey yemeğiniz' diye oraya bırakıyorlardı. Bu durum insanı psikolojik olarak yıpratıyor. Kimsesiz gibi oluyor. O anda başka duygular bekliyorsun. Onlar başlarda bayağı üzdü ama sonra alışıyor insan. Sonuçta onlarda can taşıyor, dikkat etmeleri gerekiyor. Şu anda profesyonelleşmişlerdir. Benim zamanımda daha çok yeniydi. Zor ama zor bir şey Allah düşmanıma göstermesin."
Tüm bunların sonunda testin negatif çıkınca hangi duyguları yaşadı?
"İlk test pozitif çıktı. Ertesi gün, Cumartesi bana detaylı bir test daha yaptılar. Salı günü sonuç negatif geldi. Ama iki tane negatif sonuç yakalamak gerekiyor. Antikor için arada bir test pozitif çıktı ama o zaten pozitif çıkarmış. Bir tane daha test yaptılar ve numuneler Ankara'ya gitti. O sonuç da negatif çıktı. Sonuçları öğrenince üstümden bir yük kalkmış gibi oldum. Acayip seviniyorsun ve hayata dönüyorsun. Risk kalkıyor ortadan. 14 günklük karantina sürecim başladı. Eve gitmedim. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Başkanvekili Semih Özsoy bana Fenerbahçe konuk evini açtı. Orada 1 hafta kaldım. Fenerbahçe tarafından konuk evi sağlık çalışanlarına açıldı. Onlarla aynı ortamda olmam risk taşıyabilirdi. Onlar bir risk taşıyordu. Başkanımız ile konuşup her zaman takımımızın kamp yaptığı otele geçtim. 1 hafta otelde konakladım. 10 Nisan'da aileme kavuştum. İkinci mutluluğum da aileme ve çocuklarıma kavuşmamdır."
DİĞER HABERLER
-
Ara transfer dönemi için kolları sıvayan yönetim golcü arayışlarına başladı. En-Nesyri'nin satılması üzerine altentifleri belirleyen sarı lacivertliler bir dönem Fenerbahçe formasıyla başarılı olan Vedat Muriqi'yi listesine aldı. Sarı lacivertlilerin yıldız oyuncuya ödeyeceği bonservis bedeli ortaya çıktı. İşte detaylar... | FENERBAHÇE HABERLERİ -
Transfer çalışmalarını sürdüren Fenerbahçe’ye kötü haber geldi. Uzun süredir sarı-lacivertlilerin gündeminde olan Cristian Medina’nın geleceği netlik kazandı. İşte detaylar… (aspor.com.tr - Dış Haberler / BEDİRHAN ALTUNDAĞ) -
Anderson Talisca transferi için gün sayan Fenerbahçe'de flaş gelişmeler yaşanıyor. Ocak ayında kadrosuna 3-4 takviye yapması beklenen Kanarya, Talisca'dan sonra Roberto Firmino ismine yoğunlaştı. Sarı lacivertliler, Brezilyalı futbolcu için Suudi Arabistan ekibiyle temasa geçti. İşte detaylar... | FENERBAHÇE HABERLERİ