Bursaspor çok çabuk çıkan bir takım değil. Orta sahayı iyi parselleyen bir takım da değil; ama arka tarafta iyi kapanıyor. Bunu niye yazıyorum?
Fenerbahçe'nin bu takıma çok daha farklı oynaması lazımdı.
İlk yarıyı daha etkili oynamalıydı.
Bursaspor çok fazla gelmemesine rağmen golü onlar attı.
Ve ilk yarıdaki Fenerbahçe sahada hiç yoktu diyebilirim.
Böyle bir orta sahaya karşı çok daha farklı oynamaları lazımdı ama yapamadılar.
İkinci yarı Fenerbahçe baskılı göründü ama bu baskıda bile akılcılık, üretkenlik yoktu. Kenardan Volkan Şen girecek, adam geçecek, ortalayacak... Olursa gol olacak...
Yani oyunu hazırlamak yok, pişirmek yok, rakibi kenarlara çekip iki taç çizgisini kullanmak yok, orta atmak yok...
BURSA'YA YARDIM ETTİLER
Attıkları 50 ortanın çoğunu cepheren attılar o zaman da Bursaspor defansı çıkıp vurdu. Defansın en zayıf olduğu yer kenara inmek, auta inmek.
Oradan ortalarda defans hem önünü hem yanını hem arkasını kontrol eder. Tüm bunları yaparken de birini kaçırır.
Ama Fenerbahçeli futbolcular bunları yapmayarak Bursa kalesine ve defansına yardım ettiler.
Bakınız Fenerbahçe ne zaman Bursaspor kalesinde teplikeli olduysa pozisyon hep aut çizgisinden gelen toplarla oldu.
NE YAPTIKLARI BELLİ DEĞİL!
Bu Fenerbahçe'nin beyni yok; hikaye burda. Oyunu idare edecek, yönlendirecek, yavaşlatıp, hızlandıracak bir hatta iki adama ihtiyaç var. Ama bu Fenerbahçe yönetimi bir antrenörle çalışıyor başka birini alıp gönderiyor, o arada başka bir futbolcu getiriyor...
Yani ne yaptıkları belli değil.
Böyle olunca sahaya bu tarz bir takım çıkıyor. Futbolcuların bu tabloda fazla suçu yok. Bunun tek anlatımı 'balık baştan kokar' şekli.
Bursalılar oyunu çirkinleştirmediler, kendi güçleri kadar oynadılar.
Özellikle defans olarak mükemmeldiler ama hücumda aynı değildi.
Düşünün dünkü Fenerbahçe'yi bir Osmanlı, bir Başakşenir yakalasa ne olurdu? Hep söylüyorum ama heralde sakalım yok anlatamıyorum.
Bu seyirciye yazık oluyor.
Fenerbahçe seyircisi kullanılıyor, dalga geçiliyor. Ama maalesef halkın takımı dediğiniz Fenerbahçe bir grup kongre üyesine teslim oluyor. İşin aslı bu. Ve Fenerbahçe bu kangrenden kurtalamaycak.
Çünkü yıllardır kanıyor.
LA FONTAİNE'DEN MASALLAR
Hakem Bülent Yıldırım'ın uzun zamandır bu kadar eyyam yapmadan yönettiğini görmemiştim. Herhalde dedi ki 'Nasılsa bundan fazla kaybedecek bir şeyim yok.
Bari gördüğümü çalayım.' Bilet parasını bedava bile yapsanız bu Fenerbahçe seyircisini tatmin edemezsiniz.
Çünkü Fenerbahçe seyircisi güzele, iyiye alışmıştır; böyle kahrolmaya değil.
Ama yarın görürsünüz birileri çıkar yine La Fontaine'den masallar anlatmaya, birilerine saldırmaya, gündem değiştirmeye kalkar. İş, onun için günü kurtarmak değildir, Fenerbahçe'yi de kurtarmak değildir, sadece kendini kurtarmaktır.