Bu tip maçlarda aptalca atılmanın bedeli bir üst tura çıkamamak olabilir... Çünkü bu bir lig maçı değil. Bunu yapan futbolcu, eğer bir takıma kurtarıcı olarak getirildiyse, büyük bir firma olarak transfer edildiyse ve o hiç olmayacak yerde bu hareketi yapıyorsa ya bu futbolcunun zihinsel bir sorunu vardır ya da bu futbolcu, bu camiada olmak istemiyordur.
Celtic takımı aman aman bir takım değil... Bizim ligde oynasa orta sıralarda mücadele eder. Ama bizim ligde orta sıralarda mücadele eden bir takım bir büyük takım 10 kişi kalınca Celtic gibi oynamaz. Kaderine razı olur. Ancak Celtic, Fenerbahçe'yi 10 kişi yakalayınca ecel terleri döktürmeye başladı.
Borcunu nasıl öder bilemem!
Fenerbahçe takımı bu teknik direktörle beraber, sahada rakip takımla kavga etmeye başladı.
Aslında kötü birşey değil.
Oyun kuralları çerçevesinde bunu yaparsanız, giydiğiniz formanın da ağırlığı ile bu size avantaj sağlar.
Ama bunu Avrupa'da yaparsanız belli sınırları aşmayacaksınız. Sarı-lacivertliler, mücadeleyi fena yapmıyorlar ancak göze hoş gelen futbol da oynamıyorlar. Seyirci şunu ister, şoför mahallinde oturayım, 10 lira yerine 2 lira vereyim ve evin önünde ineyim. Hepsi birlikte olmuyor...
Dün geceki maç hedefe varma maçıydı. Sinirler bozulabilir, iyi top oynamayabilirsiniz ama bir üst tura çıkmak zorundasınız.
O nedenle iyi mücadele etmek zorundasınız.
Diego'nun arkadaşlarını satmasına rağmen arkadaşları onu satmadılar, mücadelelerini üst noktaya taşıdılar, maçı da turu da Diego'yu da kurtardılar.
Bundan sonra Diego'nun arkadaşlarına çok borcu var. Nasıl öder bilemem.
Geçen yıla göre daha mücadeleci
Celtic maçı öncesinde hedef üst tura çıkmaktı, Fenerbahçe onda başarılı oldu. Ama şunun altını çizelim; Fenerbahçeli futbolcular geçen yıllara göre dikdörtgenin içinde daha fazla kavga ve mücadele ediyorlar. Futbolda da öncelik budur. Görsel birşey isterseniz onu da yaparlar mı yapabilirler. O da Fenerbahçe'yi bu tarzda oynatan, bu teknik direktöre bağlı. Yani herşey Vitor Pereira'nın elinde...