Yağmurlu bir hava, feci bir trafik... 'Acaba seyirci olur mu' diye düşündüm ama hem tamamına yakına dolu bir stat, hem de çok coşkulu bir taraftar vardı.
Kayseri maçındaki kötü oyuna rağmen Avrupa kupası özlemi taraftarı stada çekmiş.
Taraftarı arkasına alan takım da baskılı ve presli başladı.
Aslında daha önceki maçlardan pek farkı yoktu ilk 20 dakikanın...
Karambollerle de olsa 2 tane pozisyon bulundu.
Sonra ise Ajax takımı ayağa bol pas yaparak Fenerbahçe'nin ilk 20 dakikadaki yüksek temposunu hem düşürdü, hem de Fenerbahçelileri yordu. İlk yarının tamamı rölanti, Ajax da Fenerbahçe'yi kendisine uydurarak tipik bir deplasman takımı olarak ilk yarıyı bitirdi.
İki değişiklik birden
Pozisyon da vermiyorlardı açıkçası.
İki oyuncu değişikliği birden yaptı Pereira. Fernandao'nun arkasına Ozan'ı koydu. Burası önemli.
Fenerbahçe klasik 4-3-3 başladı maça (Orta sahanın merkezinde Mehmet Topal, onun önüde ikili Souza ve Diego, Ozan-Fernandao girdiğinde Souza-Topal birlikte olup önünde Ozan ile 4-2-3-1 oynadı) Bunu niye yazdım? Mehmet Topal merkezde tamam; hem alışkanlığı var hem de merkezin iyi oyuncusu.
Önünde oynayan ikiliden ne Souza sağ iç, ne de Diego sol iç...
Ajax'ı beğenmedim
Bu da 15-20 dakikalık baskılı oyundan sonra rakibe pas imkanı vererek tempoyu kırdırdı.
Gözüken şuydu: Ajax 0-0'a yatmış.
Belli ki duran top çözecek.
Öyle de oldu.
Caner'in üst üste kullandığı kornerlerden ikincisinde Fenerbahçe, çok ama çok önemli bir gol attı.
Molde'nin 7 puan yaptığı ve ikinci periyotta oynayacağı Ajax deplasmanını düşünecek olursak avantajı Hollanda'da düşünecek olursak avantajı Fenerbahçe'ye getirdi.
Ajax'ı açıkçası beğenmedim.
Hollanda bol gollü bir lig ama dünkü gördüğüm Ajax ortalama bir Avrupa takımı görüntüsündeydi.
Ne önde basabildiler, ne de kontra yapabildiler.
Tek yapabildikleri ayağa pasla oyunu tutabilmek... Bu da ol atmak için yeterli değil.
BİRİ YORDU, BİRİ ATTI
Fenerbahçe oyunun sonlarına dek iyi oynamasa da kazanma arzusu yüksekti. 2-3 oyuncunun ayağına kramp girdi. Avrupa Ligi'nde devam edebilmek için de önemli bir galibiyetti. Mehmet Topal, Caner ve Ba'yı çok beğendim. İlk yarısını tribünde, ikinci yarısını Acun Ilıcalı'yla izlerken Acun ilginç bir yorum yaptı, ben de ondan çaldım. Fernandao çıkıyor, Van Persie atıyor; Van Persie çıkıyor, Fernandao atıyor... Klişe olacak ama ama başlayan yoruyor, giren atıyor. Bu galibiyet Galatasaray derbisi öncesi takımın moral ve öz güven kazanması adına da çok önemliydi.