Kalitesi düşük ama heyecanı yüksek bir maç oldu. Hepimiz birbirimize benziyoruz. Federasyonumuz, hakemimiz, futbolcumuz, basınımız...!
Türkiye'de kimsenin kimseye kelime söyleyecek hali yok. Bir tek şey var; eyyam dizboyu. Küstahlık dizboyu. Yersen, dizboyu!
Peki ya yemezsen ne olacak?
Gargara yapacaksın. Şimdi
lafı fazla uzatmadan sadede gelelim. Dakika 11, Volkan ceza alanı dışında topu koluyla çeliyor.
Yorumsuz, kemiksiz, net bir kırmızı kart! yani bu dakikadan sonra Fenerbahçe bir kişi eksik oynayacaktı.
Gözü iyi, yürek kötü!
Buna bir numaralı cevap verecek adam orta hakem. İki numaralı cevap verecek adam; çizgi hakemi.
Üç numaralı cevap verecek hakem de yardımcı hakem.
Topun kolla oynaması var mı? Var! Peki pozisyon ceza alanı içinde mi, dışında mı?
Buna kim karar verecek?
Yardımcı hakem. Yani 6 tane göz! Şimdi bir beyin cimnastiği yapalım; diyebilirsiniz ki "Hakem bu pozisyonu süzemedi." Ama aynı hakem çok da doğru olarak 90+2'de Fenerbahçe lehine verdiği penaltıyı süzebiliyorsa, becerebiliyorsa bu hakemin gözden bir sorunu yok demektir. Bir tek sorunu vardır; yürekten ve ciğerden!
Aynı benzer iki pozisyon bunlar.
Biri çok daha net, çok daha bariz.
İkincisi çok daha zor.
Zoru verip, kolayı veremiyorsan kolay hakemlik yapıyorsun demektir.
Göz hekimi olsan sınıfı geçeceksin.
Ama diş hekimi olduğun için Eskişehirspor'un sağlam dişini çekmek, Fenerbahçe'nin çürük dişini çekmekten sana daha kolay geldi.
Tehdit, küfür Emre'de
Sonra yardımcıya mutlak küfür ediyorsun ki gördüğün kart direkt kırmızı! Önceki gece hakem kararıyla Galatasaray kazandı, dün gece Fenerbahçe hakem kararıyla yenilgiden beraberliği yakaladı. Allah bu geceden bizleri korusun! Bu Zekeriya Alp hâlâ nasıl konuşabiliyor?
Hâlâ neler diyor?
Anlamak mümkün değil.
Ey Zekeriya Alp eğer önceki akşam Galatasaray'ın rakibi Gaziantepspor'da futbol oynasaydın dün gece de Fenerbahçe'nin rakibi Eskişehir'de forma giyseydin acaba hâlâ sıkılmadan önümüzdeki salı günü (yarın) yapacağın toplantıda neler konuşurdun, merak ediyorum. Eskişehirspor akıllı oynadı. Arka tarafı huni şeklinde daralttılar, Fenerbahçe'ye geniş alan bırakmadılar.
Topa vurmadan ayağa top yaparak Fenerbahçe'nin üzerine gittiler. Ama maalesef bir kişi eksik oynadılar. Çünkü kalede kaleci yoktu.
O yan toplara böyle çıkmak cinayet demek.
Yemeyeceğin armutun ağacına çıkmaya teşebbüs etme! Bırak aşağı düşünce yersin.
Fener oyundan düşüyor
Fenerbahçe bildiğiniz gibi maalesef keyif vermiyorlar. Karşılaşmada 60'dan sonra oyundan düşüyorlar. İsmail Kartal'ın en ufak bir ağırlığı yok! Emre takım üzerinde ağırlık ve otorite olarak İsmail Kartal'ın yukarısında. Fenerbahçe ancak şahsi becerilerle iş bitiriyor ama nereye kadar? Fenerbahçeli oyuncular güçsüz.
Örnek mi? İşte Emenike! Geçen seneki Emenike ile veya Karabük'teki Emenike ile bu Emenike arasında dağlar kadar fark var. Zaten onun da yüz ifadesi belli; "Benden bu kadar arkadaş" diyor.
Yerseniz!
Seyirci az. Maça gelen seyirci takımının güzel top oynamasını istiyor.
Heyecanlanmak istiyor. Ben coşkulu Fenerbahçe seyircisine üzülüyorum. Dün akşam yaşlı bir Fenerbahçeli seyirci bayanın iki görüntüsünü dikkatle izleyin. İlk görüntü 61. dakikada; hüzünlü, kuşkulu ve tedirgin! Bir de 70. dakikadaki Pierre Webo'nun golünden sonra bakın; mutlu. İşte bu seyirciye yazık oluyor. Çünkü bu seyirciler masallar anlatıla anlatıla uyutuluyorlar.