Yazıyı yazmaya başladığımda dakika 84'tü... Ve Fenerbahçe 2-0'dan maçı çevirmeye uğraşıyordu. Ama maça bakıyorsunuz 'Çevirir mi?' diye, çok zor görünüyor. Çünkü Fenerbahçe'de maçı çevirecek fizik kapasite de, teknik kapasite de yok. Bu dakikalarda bir gol atsalar belki iş farklı boyutlara gelecek. Ama onu bile atamıyorlar. Çünkü Akhisar akıllı oynuyor. Ne yapıyorlar? Kaleciden itibaren topa uzun uzun vurmuyorlar. Birbirlerine yaklaşıyorlar, garanti pas yapıyorlar. Her pas yapışta Fenerbahçeli futbolcular oyundan düşüyor. Aslında Akhisar Belediye topu çok rahat çevirdiği için Fenerbahçeli oyuncular sinirleniyorlar. Psikolojik olarak zorlanıyorlar.
AKHİSAR'I TEBRİK ETMELİ
VERECEK YANITLARI YOKTU!
Bu arada Fenerbahçe'nin bu duruma geleceği 4 haftadır belliydi. Bu mağlubiyet bağıra bağıra "Geliyorum" diyordu... Böyle gittiği müddetçe de, daha iyi olma şansları kesinlikle yok. Hakem Deniz Çoban ise maçta durum 2-0 olana kadar, düdüklerini hep ortadan çaldı. Ne zaman ki maç 2-0'a geldi, biraz Fenerbahçe'yi itelemeye kalktı. Ama sarılacivertlilerin bu itmeye verecek cevabı, fiziki ve de psikolojik olarak kesinlikle yoktu. Bu arada genç kaleci Mert Günok'un, Yunan golcü Gekas'ın gollerinde yapabileceği bir şey yoktu.
GOL 'AY'DAN GELDİ!
İki gol atan Gekas ne yaptı derseniz o da her zamanki vazifesini yaptı. Büyük takımlarda oynayan santrforları görüyorum, bir de Gekas'ı.. Vuruş tekniklerinde hiçbiri Gekas kadar iyi değil. Yani Gekas, 3 büyüklerde oynasa, fındık fıstık yer gibi gol tatar. Çünkü onlarda topla daha da buluşacak. Gekas'ın attığı birinci gole bakıyorsunuz; sanki gol 'Ay'dan geldi. Belki de hayatının en kolay golünü attı. İkinci golde ise topu ona getiren Bruno'nun yaptığı sert ortanın payı büyük.