Dün akşamki maç Bülent Yıldırım 45+9'da çok doğru nedenlerden dolayı yarıda bıraktı. Peki Bülent Yıldırım bu maçı neye dayanarak yarıda bıraktı?
Bülent Yıldırım kuralları uyguladı, maçı yarıda bıraktı.
Eğer kuralları uygulamasaydı çok büyük vebal altında kalırdı, bir daha hakemlik yapamazdı.
Çünkü bir yerde disiplin varsa kural vardır. Yani kestirmeden adalet.
Peki bu maç neden yarıda kaldı? Bu maçın yarıda kalacağını ben adım kadar biliyordum.
Açınız telefonunuzu "Turkcell goller cepte Erman Toroğlu" diye yazınız.
Maçtan evvel neler söylemişim görürsünüz.
Herkes kına yaksın
Ey Türk halkı; bu maçı yarıda bırakan veya bırakılmasına neden olan iki tane adam var.
Birisi devamlı "Ben Fenerbahçe'liyim ve F.Bahçe'nin zarar görmesini istemiyorum" diyen Mehmet Ali Aydınlar'dır. Maalesef bunu üzülerek yazıyorum kıyakçılığın sonu ayakçılıktır.
İkincisi oraya çeşitli vaatlerle gelip adaleti uygulamayan ikinci adam olan Yıldırım Demirören'dir. Bu iki isim Bülent Yıldırım gibi kuralları uygulamadığı için dün akşamki maç yarıda kalmıştır. Ve bu kan davası daha çok devam edecektir. Herkes kına yaksın.
Ben bu filmleri futbolculuğumda ve hakemliğimde de çokça gördüm.
Bunlar bana hiç yabancı değil.
Ama yayıncı kuruluş dahil herkesin kendine bayağı bir çeki-düzen vermesi lazım.
Ben gidecektim, Türk futbolu marka değeri kazanacaktı.
Ben gidecektim, Türk futbolu kurtulacaktı. Alın Türk futbolunu gözünüze sokun.
Bu maç bana hiç yabancı gelmedi. Herhalde 25 sene evveldi. Ben de Trabzon'da bir maçı yarıda bıraktım. Aynı görüntülerle. Orada da sebepler vardı ama başrollerde hep yöneticiler vardı.
Hakemin lisansı yırtılır
Teşvik primleri, şikeler. Bu kadar yıl geçti demek ki Türk futbolunda bir şey değişmiyor.
O iptal ettiğim maçta da assolist iki takım vardı.Biri Beşiktaş, biri G.Saray. Yazıklar olsun Türk futboluna.
Dünkü maçı iptal etmeyen hakemin lisansını yırtarlar.
Aslında Bülent Yıldırım iyi tahammül etti, açık kapı bırakmadı.
NOT: Yayıncı kuruluşa bir tavsiyem var. Türkiye'de oynanan ve yayın yaptıkları bütün maçlarda saha içi ve tribünle ilgili bütün pozisyonları sonuna kadar göstersinler.
Hem görüntü olarak hem ses olarak. Kamuoyunun tam aydınlanması için. Yoksa "futbol renklerin kardeşliği" gibi hikayelerle milleti uyutmasınlar.
YABANCI MADDE ATAN KESKİN NİŞANCI
Ben bir tek Caner'e hayret ediyorum. Magazin basınından köşe bucak kaçan Caner aynı şekilde tribünlerden de kaçıyor. İyi güzel de Caner kardeşim korner atmaya gidiyorsun, yarım metre yanında yardımcı hakem duruyor. Ne atılıyorsa hepsi sana geliyor. Sen de elektrik tellerine takılmış adam gibi sıçrıyorsun.
Yardımcı hakeme hiç birşey gelmiyor. Tribünden bu yabancı maddeleri atanlar Sırbistan'da eğitim görmüş olmalı. Hepsini sana atıyorlar.
Hiçbiri yardımcı hakeme gelmiyor. Futbolcu adam mert olur Caner. Sana yakışmıyor.
Sen bunları yaparak şunu söylüyorsun, "Ben sizi tahrik ediyorum, biraz daha atın". Bunlara gerek yok. Yarın futbolu bırakınca futbol aleminde nerelerde kalacaksın onu düşün.
TAŞ ATANIN ELLERİ KIRILSIN
Şimdi maç yazsak ne yazacağız, hikaye. Tribünden atılanları lanetlememek mümkün değil. Kimler atıyorsa elleri kırılsın.
O atılanlar futbolcuların gözlerine gelse ne olur. Şunu diyebilirsiniz "Volkan seyirciyi tahrik etti." Yahu kardeşim adama atılmayan madde kalmadı,
ne tahriki. Adam ne yapacaktı?
ARALARINDA BEN YOKUM!
4-4-2, 4-3-3, 4-2-4, 1-4-2-3 hepsi hikaye. Türk futbolu şu anda sıfıra sıfır elde var sıfır. Peki assolistler kim mi? Bir çırpıda size 5 tane isim sayarım. Ama şunu bütün samimiyetimle söylerim ki aralarında ben yokum. Bana karşı kim varsa şu andaki iğrençliğin assolisti onlardır.