Ligin ilk maçında Fenerbahçe'yi mağlup eden Torku Konya, güçlü rakibini deplasmanda da zorladı ama bu defa aynı başarıyı sergileyemedi. İki takımı nasıl buldunuz, maçın analizini nasıl yapacaksınız?
Ligin ilk yarısındaki farkı yaratan adam belki de...
SiLiNDiR GEÇMiŞ GiBi
Ersun Yanal tarafından yanlış yönetilmesine, bir takım adamların ziyan edilmesine -bunların başında Salih geliyor- rağmen, Fenerbahçe, Türkiye Ligi'nin en zengin, en dengeli kadrosuna sahip... Ersun Yanal'ın en başarılı olduğu yer; fizik, kondisyon... 'Mancini geldi, Galatasaray'ın fizik kondisyonu düzeldi' diyorlar, bir de Fenerbahçe'ye baksınlar. Konyaspor maçının son 20 dakikasındaki Fenerbahçe ile Gaziantep maçının son 20 dakikasındaki Galatasaray karşı karşıya gelselerdi, o 20 dakika içinde Fenerbahçe 4-0 kazanırdı. Ezerdi, dağıtırdı. Çünkü Gaziantep maçının son 20 dakikasında 'Galatasaray' diye bir takım yoktu zaten... Yürüyordu hepsi... 'Bir yürekli rakip teknik direktör çıkıp, takımını son dakikalarda geriye çekmezse, Fenerbahçe o son dakika gollerini atamaz' diyorduk; Mesut Bakkal, takımını geriye çekmedi ama Fenerbahçe yine de golünü attı. Bir zamanlar bizim, rahmetli Yaşar Doğu'nun yaptığı güreşleri hatırladım. Dünyanın en teknik güreşçilerini, Rusları ezerek yenerdi. Resmen ezerdi. O zavallı Rus, üzerinden silindir geçmiş gibi olurdu.
ARTIK BANA GELMiYORLAR
O son 20 dakikada Fenerbahçe öyle bir yüklendi, öyle bir pres yaptı ki böyle bir şey olmaz. Maçın başından beri en kritik pozisyonlarda dahi topu tepmeyen, daima tık tık, oyuna sokarak çıkaran Konya'da son 20 dakika topa vuracak hal kalmadı. Bırakın paslaşmayı, açamaz hale geldi. Çünkü topu alan her Konyalının önünde en az iki tane Fenerli vardı, pres yapıyordu. Bu nasıl bir enerjidir, bu nasıl bir koşmaktır, bu nasıl bir dayanmaktır? Dakika 70'te, Fenerbahçe'nin maçı kazandığı belliydi. Kaçıyordu goller birbiri ardına ama... Galatasaray bir gün evvel iki puan kaybedince Galatasaraylılar, Fener maçı izlemeye gelmez oldu. Maçı sadece Fenerli dostlarımla seyrettim ve onlara "Merak etmeyin; Fener atacak" diyordum. Biri dönecek, ikincisi dönecek, üçüncüsü dönecek; hepsinin dönecek hali yok ya...
KALECiNiN BAŞKA YERE BAKMA HAKKI VAR MI!
Hakemin yönetimini nasıl buldunuz? Tartışılan pozisyonlar var; özellikle de gollerin çevresinde...
TAMAMEN FENERLi OLDU
Lig TV, Fener TV oldu! Hakan Şükür vardı onu da kovdular bahaneyle... Şimdi hiçbir engel kalmadı. Rahatça Fenerli oldular. Şansal Fenerli, Tümer yarı Fenerli, Markus Merk de tam Fenerli oldu. Markus; 'Kalecinin gözlerini takip edin; nereye bakıyor' diyor. Kalesine orta yapılırken kaleci nereye bakar ya! Toptan başka bir yere bakma hakkı var mı? Sen, ben, tribündekiler nereye bakarız? Adam kaleye kafa şutu atmışken ofsaytta duran adama mı bakarsın, topa, kaleciye mi bakarsın! Bundan daha normal bir şey yok. Adamın yaptığı en doğal şeyi, kendi fikrine delil olarak gösteriyor. "Kaleciye bak; nereye bakıyor" diyor. Kaleci tabii ki topa bakıyor! Ama burnunun dibinde duran adamı hissetmiyor mu? Sıcaklığını hissedecek kadar yakın... 37 derece, vücut sıcaklığını hissedecek kadar yakın Sow... Bu durumda kalecinin, yüzde yüz topa konsantre olduğunu söyleyebilir miyiz? Burnunun dibinde... Top gönderildiği anda iki kişi hamle yapıyor topa... Biri Sow, biri kaleci ve çarpışıyorlar. O kadar yakın Sow... Pasif alandaymış! Tamam, tartışılabilir; öyle de diyebilirsin. Volkan'ın maç içinde bir çıkışı var; eğer Markus Merk buna 'Ölçüsüz ve dengesiz çıkış' demiyorsa, bana bir tarif etsin. Kırmızı kart ve penaltı o pozisyon!..
EGEMEN'i METHEDiYOR!
Bruno Alves'in, Hasan Kabze'nin kasıklarının üstüne iki ayakla inişi var. Eğer bu ölçüsüz ve dengesiz değilse eğer!.. O hamlede Bruno Alves istese Hasan Kabze'ye dokunmadan ileriye ya da geriye düşebilecek durumdayken nişan almış gibi tam hedefe düşüyorsa ve buna eğer 'Kasıt yok' deniyorsa 'Kart gerekmez' deniyorsa; ben futbol bilmiyorum. Bu da tartışmalı pozisyon... Gene hakem, Fener lehine karar verdi. Gene Lig TV ve bizim gazetelerimiz onayladılar. Egemen'in Tolga tarafından çizgiden çevrilen kafa topu... 'Ne kadar güzel yükseliyor Egemen' diye methediyor Lig TV!.. Egemen'in önündeki rakibe iki eliyle basıp yükselmesi kimsenin umurunda değil... Faul... Tolga çevirmese gol olacak, hakem de golü verecek. Oyunu devam ettirdi çünkü... Fenerbahçe'nin ikinci golü!.. Gene orada Sow var; gene röveşata yapıyor. Tümer Metin diyor ki "Ben orada olsam faulü alırdım." Nasıl alacakmış? "Tekmeye kafasını sokarak." Senin yaptığın hareketin faul olması için benim ölümü göze alıp kafamı senin tekmene uzatmam lazım; öyle mi!.. Tümer'in yorumu Lig TV'de duruyor. Ne Markus'tan gık var ne de Şansal'dan! Kafasını tekmeye uzatmadığı için kabahatli Konyalı!.. Peki aynı pozisyon öbür tarafta olsaydı, bütün bu saydığım pozisyonlar öbür tarafta olsaydı; bu hakemler gene böyle mi karar verirdi? Caner'e gösterilmeyen kartlar... Tarafsız bir hakemle Fenerbahçe o maçı 9 kişi bitirirdi; Alves ve Caner atılırdı. Her pozisyonda hakeme işaret, her pozisyonda hakeme hakaret... Hakem arkasını dönüp gidiyor ve Sabah Gazetesi'ni okuyorum, başta Ahmet Çakar; bütün yazarlarımız 'Hakem mükemmel' diyor. Fenerbahçe'nin haklarını savunduğunda, Fenerbahçe'ye maçı kazandırdığında 'mükemmel hakem' oluyorsun. Bütün hakemler de bunu biliyor.
***
UMURLARINDA DEĞiL
Galatasaray'ın yapamadığını Fenerbahçe yaptı ve 73 maçtır yenilmeyen Vakıfbank'ı mağlup etti. Bu da Fenerbahçe adına haftanın güzel olaylarından bir tanesiydi.
Pek çok dünya otoritesine göre dünyanın en iyi takımı şu anda Vakıfbank... 73 maçtır, içeride ve dışarıda yenilmiyor. Nihayet Fenerbahçe, bu Vakıfbank'ı mağlup etti. Türkiye'nin bir numaralı haber televizyonu NTV, galibiyeti bir cümle geçti: 'Fenerbahçe Vakıfbank'ı yendi.' Bir fotoğraf görüntüsü dahi yok! Bu nasıl utanç verici bir spor yayıncılığıdır! Peki ertesi gün gazetelerde, o maçın hakkını veren bir gazete var mı? Maçı anlatan, eleştirisini yapan var mı? Maçtan sonra neler oldu, o 73 maç sonra yenilen Vakıfbanklı kızlar ne dediler, bu seriyi bitiren Fenerbahçeliler neler dediler; iki sayfalık olay bu... Eğer Türkiye'de spor kafası varsa iki sayfalık bir olay bu... Altı sayfa, yedi sayfa spor yapıyor gazeteler...
PEŞiNE TAKILMIŞLAR
Ama NTV televizyonu bunu bir cümle ile geçerse, gazeteler de böyle olur. O maç çok büyük olaydır. Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nda akla hayale gelmez sürprizler oldu. Kimsenin umurunda değil. Sahte, iğrenç futbolun peşine takılmışlar; utanmadan onu konuşuyorlar, onu yazıyorlar. Yazık!..
Röportaj: Bülent CAN