16 yıldır Fenerbahçe Başkanlığı'nı yürüten Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar'ı da geçerek 11. kez başkanlığa seçildi. Yıldırım'ın rekor oyla yeniden seçilmesini neye bağlıyorsunuz?
KARŞI OLANLARIN SAVAŞI
Geçen hafta hatırlarsın, şöyle demiştim: "Bu kongre Aziz Yıldırım taraftarlarıyla, Mehmet Ali Aydınlar taraftarları arasında geçmeyecek. Bu kongre Aziz Yıldırım'a karşı olanlarla, Mehmet Ali Aydınlar'a karşı olanlar arasında geçecek. Aziz Yıldırım'a karşı olanlar; 'Fenerbahçe'nin mahkemelere düşürülmesinden, cezalar almasından, CAS'lara kadar gidip kaybetmesinden, Avrupa'da yasaklanmasından' Aziz Yıldırım'ı sorumlu tutanlar. Mehmet Ali Aydınlar'a karşı olanlar da bütün bunlardan 'Aziz Yıldırım'ın değil, Federasyon Başkanı olarak Mehmet Ali Aydınlar'ın sorumlu olduğunu' düşünenler... Yani 'Bu adam F.Bahçe'ye zarar verdi' diye karşı olanlar... İkisine de gerekçe aynı... Ama o zararın kimler tarafından verildiği noktasında tartışma vardı. Oylamanın sonuçlarından öyle anlaşılıyor ki; Mehmet Ali Aydınlar'dan nefret edenler daha fazla... Kongrenin özeti bu...
Yıldırım, 'Kongreyi, seçim olarak değil, 3 Temmuz'un bir hesaplaşması' olarak gördüğünü açıkladı ve seçim çalışmalarının ortasına bu sloganı yerleştirdi. Sonuca bakınca ne düşünüyorsunuz; hesap görülmüş oldu mu?
Kongrede, yürüttüğü dev reklam kampanyasına karşılık gergin olan, yorgun gözüken taraf Aydınlar'dı. Yıldırım ise bir o kadar rahattı. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Aziz Yıldırım kazanacağını biliyordu, Aydınlar da ümidini kesmişti. Fenerbahçe Televizyonu'ndan, birinci gün kongreyi yarım saat canlı yayında izledim. Salonun havasından Aziz Yıldırım'ın kazandığı belliydi. Mehmet Ali Aydınlar da herhalde bunu anlar.
Beklenilenin aksine sakin geçen kongrenin son bölümünde Yıldırım, kendisini tebrik etmek için kürsüye gelen Aydınlar ve ekibine, özellikle de Hamdi Akın'a "Bunlar Fenerbahçe'yi sattılar, Fenerbahçe'yi satanlar yönetime gelemezler" diyerek sert bir tepki gösterdi.
KİĞILI YAKIN ARKADAŞIM
Yani biz dostlarımızı, arkadaşlarımızı, tuttuğumuz kulüplere, desteklediğimiz partilere, çalıştığımız gazetelere, oturduğumuz mahallelere göre mi seçeceğiz? Bütün kongre boyunca Aziz Yıldırım'ın yanında oturan Abdullah Kiğılı benim en yakın arkadaşım. Hayattaki en yakın arkadaşlarımdan bir tanesi... Yarın ben, Galatasaray'da yönetim kuruluna gireceğim, aday olacağım. Ünal Aysal diyecek ki 'Fenerbahçe ile çalışanlar benim karşıma gelmesin.' Aynen birebir olay bu... Niye? Çünkü Abdullah Kiğılı'nın arkadaşıyım ben!.. Böyle bir şey olur mu! Böyle bir düşünce olabilir mi! İşte, ne demiş Hamdi Akın; "İstifa mektuplarını yazalım, ortaya koyalım. Trabzon için çalıştığımı ispatlarsa benim istifam yürürlüğe girsin, ispatlayamazsa onun istifası." Hadi buyur bakalım! Çamur atmak, dedikodu yapmak... Ama Aziz Yıldırım bu... Şu medyada neler yaptığını herkes biliyor. 'Ben mi adam kovdurmuşum!' Listeyi sayayım mı?
Yılmaz Özdil köşesinde, şike davasının Ergenekon, Balyoz gibi davalarla paralellik gösterdiğini ifade ederek "Bu davalara inanmıyorsanız Aziz Yıldırım'ın yargılandığı şike davasına da inanmamanız gerekir. Ben Fenerbahçeli olsam bu iş bitmeden Aziz Yıldırım'dan vazgeçmem" diye yazdı ve yazı kongrede dağıtıldı. Bu gerekçelere katılıyor musunuz?
Şike davasıyla ilgili dosyadaki eksiklerin tamamlandığı ve Yargıtay'ın kısa bir süre içinde karar vereceği yönünde bilgiler geliyor. Aleyhte bir karar çıkarsa Yıldırım ve Fenerbahçe kongresi büyük bir risk almış olmuyor mu?
***
GALATASARAY BÜYÜK BİR ŞANS YAKALADI
Galatasaray, Torku Konya karşısında oldukça zorlandı. Geçen hafta 'Büyük kaleci değil" diye eleştirdiğiniz Muslera'nın hataları ön plana çıktı. Tabii öteki taraftan Galatasaraylı oyuncular da verdikleri geri paslarla Muslera'yı zor durumda bıraktı.
5F mi olacak!
'BU NE REZİLLİK' DEMEDİLER
Durduk yerde Muslera'ya pas veriyorlar ve Muslera o pası gayet güzel rakip forvetin ayağına veriyor, kalesini açıyor! 18 içinde çalım atmaya kalkıyor. Birebirler... Başka adam yok civarında... Kalende üç kişi bekliyor olur da 'Beni geçse bile Sabri çıkartır' diye düşünürsün. Hayır, kalede de kimse yok. 18'in içinde kendisi ve bir de rakip var; çalım atıyor! Bunu da ilk defa yapmıyor. Fatih Terim gibi, Taffarel gibi, Mancini gibi üç tane hoca, 'Bu ne rezilliktir' demiyor! Hiçbiri demedi! Allah'ın tokadı yok; işte şimdi bir ay yokmuş. Galatasaray çok büyük bir şans yakaladı. 'Galatasaray'a şok' başlığı yanlış. Ş'si doğru da 'ok'u yanlış. 'Şans' olmalı...
G.SARAY 9 KİŞİ OYNUYOR
Sneijder de öyle... Sneijder gol pozisyonlarında önemli adam... Drogba da öyle... Onun ötesinde ikisi de maçta yok. Günümüz futbolunda, gol pozisyonunda 'iyi adam' diye iki adam birden taşıyamazsın. Bir adam taşırsın. Takımda biri fazla koşar, onun eksiğini doldurur. Ama Galatasaray'da gol pozisyonları dışında işe yaramayan iki adam var; biri Drogba, biri Sneijder... Galatasaray 9 kişi oynuyor. Lütfen bunların gol attığı pozisyonları kesip, seyredin geri kalan maçı; bakalım ne yapıyorlar, ne faydaları oluyor! Drogba, Konya maçının en kötülerinden biriydi. Paslarının yüzde 80'ni rakibe gitti. Kendisine atılan hiçbir topa atak yapmadı. Ama her zaman böyle... Muhteşem kafa; tamam... Bir takım bir kişiyi taşır, iki kişi taşımaz. Bu yüzden sol beksiz oynuyorsun. Sneijder olmadığı zaman Riera'yı düşünebileceksin. Muslera olmadığı zaman Bruma'yı düşünebileceksin.
Yabancı kontenjanı nedeniyle Galatasaray kanatsız oynuyor.
BU NASIL HOCALIK!
Sakatlıktan yeni çıkan Sneijder'i sahaya sürmesi doğru muydu?
DÜŞÜNMEK DAHİ İSTEMİYORUM
Kopenhag sahasında başarılı sonuçlara imza atıyor. Juventus ile berabere kaldı, ligde de 5 maçtır yenilmiyor. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Kazanırlar; çünkü bütün yabancı oyuncularını kullanma şansı var. İstediği gibi oynama şansı var. Kopenhag, PTT 1. Lig ayarında bir takım... Juventus ile berabere kaldılar ama Juventus neydi ki o zaman!..
Bu maç Fenerbahçe maçını nasıl etkiler? Derbide ne olur?
Fenerbahçe maçında ne olur; bir Galatasaraylı olarak, düşünmek dahi istemiyorum. Mancini'nin ne kadar teknik direktör olduğunu derbide göreceğiz. "Büyük bir şansı var" diyorum, çünkü Muslera ve Sneijder olmayınca satranç oynama şansı doğdu. Takıma mecburen koymak zorunda olduğu yabancı sayısı 4 şimdi... İki tane daha oynatma hakkı var.
Röportaj: Bülent CAN