Akdeniz Üniversitesinin ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ve 12 üniversitenin desteğiyle düzenlenen "Güney Kariyer Fuarı"na (GÜNKAF) katılan Mete Gazoz, üniversite öğrencileriyle bir araya geldi.
Milli okçu, düzenlenen söyleşide yaptığı konuşmada, başarısının sırrının üç maddede saklı olduğunu belirterek, ilkinin disiplin olduğunu söyledi.
Motivasyon diye bir şeyin doğru olduğuna inanmadığını, başarıyı getirecek olan şeyin disiplin olduğunu ifade eden Mete Gazoz, şöyle konuştu:
"Moraliniz ne kadar kötü olursa olsun o gün ne yapmanız gerekiyorsa o işi yapmak zorundasınız. Disiplin bir numara. İkincisi sevdiğiniz bir işi yapmak çok önemli. Sevdiğiniz bir işi yaptığınız zaman zorlansanız bile çok kolay bir şekilde üstesinden gelebiliyorsunuz. Son olarak da bir ekibinizin olması. Çünkü ne kadar yetenekli olursanız olun ya da ne kadar çalışırsanız çalışın tek başınıza başarmanızın imkansız olduğu şeyler var. Mesela benim kazandığım olimpiyat şampiyonluğu tek başınıza antrenman yaparak, çalışarak, kendinizi geliştirerek kazanabileceğiniz bir şey değil. 'İmkansız diye bir şey yoktur diyorlar' ya, var arkadaşlar. Bu gerçekten imkansız."
"AİLE SİZE OLUMLU YAKLAŞIRSA BÜYÜK BİR AVANTAJ OLUYOR"
Sporcu bir aileden gelmesinin kendisine nasıl yansıdığı sorusu üzerine Mete Gazoz, eski bir milli okçu olan babasının kendisini spor yapmak için zorlamadığını, hatta ok atmasını engellediği zamanların olduğunu belirtti.
Aile içindeki iletişim ve tutumun çok önemli olduğunu vurgulayan milli sporcu, "Ailem 'Sen de sporcu olacaksın, okçu olacaksın' diye baskı yapsa mümkün değil okçu olmazdım. Başka bir spor yapardım. Aile size olumlu yaklaşırsa büyük bir avantaj oluyor." dedi.
Mete Gazoz, geleceğiyle ilgili şu anda herhangi bir kaygı ya da korku duymadığını vurgulayarak, başarıları elde etmeden önce de "Başarısız olursam, yarışmada istediğim sonucu elde edemezsem ne yaparım" diye hiç korkmadığını belirtti.
Okçulukta başarılı olacağını bildiğini, kendisine güveninin yüksek olduğunu dile getiren Mete Gazoz, "Milli takım kampında birlikte zaman geçiriyoruz. Takım atışlarında bir tık sorumluluk almam gerektiği zamanlar olabiliyor. O zamanlarda takım arkadaşlarımı ve arkamdaki teknik ekibi yüzüstü bırakma korkusu var. Ama kendimle ilgili bir endişem veya bir kaygım yok." açıklamasında bulundu.
Mete Gazoz, şampiyon olduktan sonra kürsüye çıkıp İstiklal Marşı'nı okumasının ardından aşağıya indiği zaman artık şampiyon olmadığını, önünde bir sonraki şampiyonalar olduğunu belirterek, "Kürsüde kaldığınız sürece şampiyonsunuz. Madalyaya bakış açım bu. Hiçbir madalyaya bir anlam yüklemedim. Bu şekilde bakarsanız hep daha fazlası gelecektir. Hala çalıştığım için olimpiyat şampiyonu olduğumu anlamam çok uzun sürdü. Ülkeme döndüğüm zaman hayatım değişti, her şey çok farklı oldu." diye konuştu.
"HAYATTA ANTRENÖR OLMAM"
Bu sporu yaparken en büyük önceliklerinin veri toplamak olduğunu anlatan Mete Gazoz, antrenman, koşu, sabah yorgunluğunun durumunun dahi verisinin tutulduğunu söyledi.
Toplanan veriler eşliğinde önlerindeki turnuvaya daha gerçekçi bakabildiklerinin altını çizen Mete Gazoz, "Sporcu bu şartları sağlayabilirse turnuvayı kazanabilir. Bir turnuvayı kazanmak için 30 puan üzerinden, 28 atman gerekiyorsa ve sen antrenmanda 26 atıyorsan zaten o turnuvayı kazanamazsın. Gerçekçi bakıyoruz. Daha fazla veri talep etmeye başladık. Tuvaletteki idrarımızın rengine bile bakılıyor ki vücudumuzun durumu belli olsun. Benim 12 Nisan 2027'de nerede olacağım ne yapacağım şu anda belli. Bu programı hocalar yapıyor, sizin tek işiniz antrenman yapmak oluyor. Bu işte en kolay bölüm aslında sporculuk." ifadelerini kullandı.
Gelecekte ne yapmak istediğiyle ilgili soru üzerine milli okçu, "Hayatta antrenör olmam. Okçulukta bu daha zor. İki şey yapmak istiyorum. Bir tanesi hiçbir şey yapmamak. Diğeri ise Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı olmak istiyorum." diye konuştu.
Söyleşinin sonunda, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Mete Gazoz'a plaket takdim etti.