Murat Atalı, eskrimde 10 yıldır yürütülen çalışmalarla elde edilen başarıları değerlendirdi.
Başarıya giden yolda her adımı dikkatli attıklarını vurgulayan Atalı, "Biz, sporcularımızın kazandığı madalyalar kadar hedefe giden yolun ne kadarını katettiğimize de bakıyoruz. Türk eskrimi sadece madalyaları değil, geleceğimizi de kazanıyor. Bizim için çocuklarımızın 'yapabilirim' demeleri, yapmalarından daha önemli. Allah'a şükürler olsun ki, bugün böyle bir nesil var." ifadelerini kullandı.
Üst kategorilerde de madalyalar kazanarak kalıcı olmanın daha büyük önem taşıdığını ifade eden Atalı, "23 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda geçen yıl Kadın Kılıç Milli Takımı'mızın şampiyon olması, Enver Yıldırım'ın da bronz madalya kazanması, bu yıl da genç kadınlarda Aylin Çakır'ın bronz madalya elde etmesi bu yolda emin adımlarla yürüdüğümüzü gösteriyor." dedi.
"HASTAYI YOĞUN BAKIMDAN ÇIKARDIK"
Köklü bir değişim ve dönüşüm sürecinin ardından başarının geldiğine dikkati çeken Atalı, şunları söyledi:
"Bugün ortaya çıkan madalyalar, 10 yıl boyunca atılan tohumların meyveleridir. Türk eskrimini bu noktaya getirebilmek için devletimizin de destekleriyle büyük bir ekip çalışması gerçekleştirdik. Tıpkı bir puzzle misali, en önemli eksik parçalarımızdan birini, dünyaca ünlü antrenör Valery Shturbabin'i transfer ederek tamamlayınca hedeflerimizi gerçekleştirmeye başladık."
Eskrimde son yıllarda Avrupa ve dünya şampiyonalarındaki başarıların kamuoyu açısından sürpriz ama kendileri açısından beklenen bir sonuç olduğunu dile getiren Atalı, "Eskrimi, içinde bulunduğu şartlar gereği hep başarılı olduğumuz diğer spor branşlarıyla kıyaslarsak yanlış yaparız. Türk eskriminin 2007-2012 dönemini adeta yoğun bakım ünitesine alınan bir hastaya benzetiyorum." yorumunu yaptı.
Türkiye'de 10 yıl önce, 85 yıl boyunca başarı elde edemeyen, o günün verilerine göre 70 milyonluk Türkiye'de 250 eskrimciyle başarıyı arayan, 81 ile ulaşmak yerine 12 kentte eskrimi sınırlandıran bir anlayış olduğunu vurgulayan Atalı, "İşte Türk eskrimini yoğun bakıma almamızın en önemli sebebi bu anlayıştı. Teşhisi koyup tedaviyi doğru ellerde belli bir vadeye yayınca, hastayı yoğun bakımdan çıkardık çok şükür." diye konuştu.
50'DEN FAZLA KENTTE 4 BİN SPORCU
Yaklaşık 4 bin sporcu içerisinden en iyileri seçme ve 50'den fazla kente eskrimi götürme noktasına gelindiğini aktaran Atalı, Doğu ve Güneydoğu illerine eskrimi götüreceklerini söylediklerinde, kimsenin kendilerine inanmadığını belirtti.
Eskrim sporunun 8-10 yıl önce yapılmadığı Adıyaman'dan bugün şampiyonların çıktığına dikkati çeken Atalı, şöyle devam etti:
"Diyarbakır, Muş, Van, Erzincan gibi illerimizde de temsilcilerimiz var. Buralarda da sporcu yetiştirmeye başlıyoruz. Şampiyonluklar ve madalyalar çok şeydir ama her şey değildir. Biz, ülkemizin tüm çocuklarına ve gençlerine sporla buluşma imkanı vermezsek, onları bu spordan mahrum edersek kazanacağımız başarıların ne anlamı kalır ne de kalıcılığı olur."
''O PİSTLERDE ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL"
Atalı, Deniz Selin Ünlüdağ'ın Rusya'da şampiyon, kadın kılıç takımının Avrupa üçüncüsü, Aylin Çakır'ın bronz madalya kazanmasının, "Avrupalı rakiplerine psikolojik üstünlük kurmaları" anlamında da etkili olduğunu dile getirdi.
"Artık o pistlerde hiçbir şey eskisi gibi değil." diyen Federasyon Başkanı Murat Atalı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Rakiplerimiz de, onların antrenörleri de, hakemler de, emeğimizi ve başarımızı görüp bize ve sporcularımıza saygı duyuyor. Sporcularımızın yetenekli olduğunu zaten görüyorlardı ama şimdi öz güven sahibi olduklarını da görüyorlar. En önemlisi, bunu bizim çocuklarımız da görüyor. Piste çıkana kadar çalışmanın, piste çıktıktan sonra öz güven ve konsantrasyonun önem kazandığı eskrimde, tüm bu bileşenler bir araya gelince de başarı kendiliğinden geliyor."