SİNAN VARDAR – EMİN ADIMLARLA
Beşiktaş, coşkulu taraftarı ve çubuklu formasıyla mücadeleye hızlı başladı. Karşılaşmada kalite yok denecek kadar azdı ama özellikle deplasman ekibinin golü çok düşünmeyen oyunu ilk 45 dakikayı tek kale maça çevirdi.
SİNAN VARDAR – EMİN ADIMLARLA
Beşiktaş, coşkulu taraftarı ve çubuklu formasıyla mücadeleye hızlı başladı. Karşılaşmada kalite yok denecek kadar azdı ama özellikle deplasman ekibinin golü çok düşünmeyen oyunu ilk 45 dakikayı tek kale maça çevirdi.
Siyah-beyazlı takım, dün özellikle kanatlardan; Onur Bulut ve Arthur Masuaku ile başarılı bindirmeler yaptı. Onur Bulut; bitmez, tükenmez enerjisiyle sahanın yıldızıydı.
Bir ara oyun o kadar kanatlara yığıldı ki, zaman zaman ortadan 'verkaç organizasyonları olsa ne iyi olur' diye düşünmeden edemedim. Ki, Gedson, Salih ve Gedson uyumu yine muazzamdı. Tayyip Talha yine güven verirken, Omer Colley de iyi bir kesici olarak göze çarptı.
Ghezzal bu maça kendini hazırlamış.
Cenk Tosun, Ghezzal'in asistinde ustalığını gösterirken Beşiktaş'ı da rahatlatan isim oldu.
Beşiktaş ikinci yarıya da hızlı girdi. Aboubakar'ın attığı gol şiir güzelliğindeydi. Kamerunlu yıldız; golün her türlüsünü atıyor. Attığı goller; futbol akademilerinde ders olarak gösterilmeli.
Beşiktaş, rakibin beklenmedik golüyle oyundan düşerken haftalardır takımın en iyisi Mert Günok'un yediği gole; 'Futbolada olur böyle şeyler' diyelim.
Şenol Hoca, son 20 dakikada Ghezzal'ın yerine Redmond, Salih'in yerine Maxim değişiklikleriyle olumlu değişiklere imza attı.
Özellikle Redmond attığı klas golle "Ben bu takımda oynarım" mesajı verdi.
Son dakikalarda pozisyonları değerlendiremeyen İstanbulspor takımın ligin en iyi takımlardan biri... Dün ilk yarı belki çok kapandılar ama özellikle ikinci yarıdaki oyunlarıyla alkışı hak ettiler.
TURGAY DEMİR – KÖŞELER AĞLADI
Beşiktaş'ın sistemi net… Şenol hoca başlarken Gedson, Salih ve Hadziahmedovic üçlüsüyle fizik olarak rakibine orta sahada üstünlük sağlıyor ve golü de kenar ortalara ve duran toplara bırakıyor…
İstanbulspor karşısında da manzara aynıydı. Orta alanda çok koşan ve rakibini sahasına kilitleyen Kartal araya top atmadı, son çizgiye inmedi ve klasik kanat ortaları ile duran toplara bel bağladı.
O gol Tosun Paşa'nın kafasıyla gelince de Kartal rahatladı. Gelmese ne olur derseniz, B planı devreye girer ve ikinci yarıda Ghezzal'la Maxim'i aynı anda sahada görebilirdik.
İstanbulspor gol yiyene kadar deyim yerindeyse sahasından çıkmadı. İki farklı geri düştükten sonra ise önde baskı uygulayarak hem pozisyon, hem de gol buldular.
Demek ki neymiş, futbol denen oyunda bekleyerek değil, oynayarak sonuç alınırmış!
Beşiktaş iki farklı yakaladıktan sonra Maxim girmesine rağmen ön tarafta istediği pas trafiğini yapamadı.
Bunun sebebi Cenk Tosun'un böyle bir oyuna (çabuk ve tek pas) uygun bir golcü olmayışı.
Nitekim Tosun Paşa ve Salih çıkıp Tayfur'la Maxim orta girince manzara değişti ve üçüncü gol geldi.
Maxim'in müthiş kafası gol olsa laf aramızda tadından yenmezdi.
Gelelim gollere. Tosun Paşa yine tam bir santrafor golü attı, Aboubakar'ın hareketli topu uzak köşeye falsolu göndermesi efsaneydi…
Kalitesini bildiğimiz Redmond'un ise gibi 20-25 metre topu sürüp soluyla uzak köşeyi görmesi Hollandalı'yla ilgili hayallerin seviyesini yükseltti. Üç gol de, muhteşemdi, kale köşeleri ağladı vesselam.
Ne demiştik, Beşiktaş'ta hesap kitap yok, çıkacak, oynayacak ve her maçını kazanacak… Önündekilerden hangisini yakalarsa kardır.
Kaldı ki sezon henüz bitmiş değil.
Yol uzun, çok uzun...
ERMAN TOROĞLI – SIKLET FARKIYLA
Koca ilk 45 dakika boyunca İstanbulspor tek yönlü futbol oynadı. Kendi alanlarını iyi kapattılar, hücuma hiç çıkmadılar desem yeri.
Beşiktaş sakindi, arkayı boşaltmadı, zaten kalecilerine de top gelmedi golü de bir kornerden defans ve kalecinin büyük hatasıyla ağlarında gördüler.
İkinci devre İstanbulspor oyuna girmeye başladı ama golü Aboubakar'ın güzel vuruşu ile siyah-beyazlılar buldu. Bu andan sonra İstanbulspor baktı ki böyle olmayacak başladı Beşiktaş'ın üstüne gitmeye.
Bu arada 30 metreden bir topları direkten döndü. Beşiktaş için tehlike sinyalleri çalmaya başladı. 75'ten sonra da Beşiktaş o güvenini kaybetti. Rakip üstüne gelince arka tarafını boşaltıyordu ama ondan faydalanamadılar.
Bu arada iki tane iyi pozisyona girdiler, hatta bir pozisyon var penaltı tartışmasına neden olan. İstanbulsporlu futbolcu kaleci ile karşı karşıya kalacakken sol taraftan defans gelip ayağını topa uzattı ama değemedi.
O sırada Beşiktaş kalecisi de geldi hafif değdi ama üçü de kontrolsüz şekilde düştüler. Beşiktaşlı, sol baldırı ile İstanbulsporlu oyuncuya değdi ama o da pozisyona devam edip, inat etmedi, kendini yere bıraktı.
Penaltı istedi, hakem vermedi. İnat etse, pozisyonun üstüne gitse gol de atabilirdi, penaltıyı da alabilirdi. Siyah-beyazlılar, zaman zaman iyi işler yapıyorlar ama bu uzun sürmüyor. Biraz dirençli ve dikkatli bir takım Beşiktaş'ı çok rahatsız eder.
İstanbulspor, kendi çapında, gücünde iyi mücadele etti ama arada sıklet farkı vardı. Bu soğuk havada Beşiktaş seyircisi yine takımını yalnız bırakmadı, en fazla tebriği ve alkışı bence onlar hak ediyor. Ne olursa olsun takımlarını yalnız bırakmıyorlar.