Beşiktaş maçının ilk 45 dakikasını oynanmamış sayalım. İki takım açısından da şu oldu diyemeyiz. Şunu yaptılar, diyemeyiz. Kaleciler bunu kurtardılar, diyemeyiz. Diyemeyiz oğlu diyemeyiz...
Sivasspor bir puana razı. Beşiktaş'ı kesmez.
O zaman kimin oyunu çomaklaması lazım, Beşiktaş'ın. İkinci yarı başlar başlamaz ilk yarıdaki olmayan bazı isimler sahneye çıktılar. Birinci isim Kerim Frei. İlk yarı hiç yoktu. Ama ikinci yarı öyle bir başladı ki aldığı üçüncü topta maçın kaderini değiştirdi. Öyle bir top attı ki bütün Sivas defansını oyundan düşürdü. Mario Gomez de zaten bu tip toplara alışkın. Kalecinin dizinin dibine bıraktı, işi bitirdi.
Sonra penaltı pozisyonu geldi. Şimdi bu pozisyonda bir beş dakika duralım. Çay molası verelim.
Biz, Türkiye'deki bazı oyunculara pozisyon hırsızlığı yaptığı için demediğimizi bırakmıyoruz.
Ne pozisyon hırsızlığı kalıyor, ne alın teri çalmaları.
Ama dün malesef dünyaca meşhur iki futbolcu için aynı cümleleri söyleyeceğiz.
Eto'o&Gomez'e yakışmadı
Birisi Eto'o, birisi Mario Gomez.
Eto'o attığı golde önce kolunu kullanıyor, sonra kafasını. Net bir şekilde elle oynama. Mario Gomez'in pozisyonu da net bir şekilde penaltı değil! Çünkü ikili mücadelede Sivaslı oyuncu ayağını yere basıyor.
Gomez ayağını Sivaslı oyuncunun ayağından sonra pozisyona sokuyor. Eğer ayağa basma varsa Gomez basıyor, Sivaslı oyuncu değil. Ama hakem yiyor. Demek ki ithal oyuncular bizim hakemleri çözdüler. Ama ben olaya şöyle bakıyorum;
Sen Eto'o isen, sen Gomez isen bu tarz futbol sahtekarlığı işlerine girmeyin. İsimlerinize yakışmıyor.
Küçülüyorsunuz. Başarı demek her şey değildir.
Ahlâklı başarı avantajdır.
G.Saray patinaj yapıyor
Şu bir gerçek dünkü Beşiktaş iyi oynayan klasik Beşiktaş değildi. Bir ara vitesi üç dört yaptılar o ara maçı koparttılar. Onun haricinde hep ikinci viteste gittiler. Biraz daha sıksalar balataları yakacaklardı.
Galatasaray'ı sorarsanız; ne yanacak balataları kaldı, ne benzinleri, ne de lastikleri... Galatasaray olduğu yerde devamlı patinaj yapıyor.
Fenerbahçe nasıl yenemez?
G.Saray, Antalya'dan dört yedi. Burada olay Antalya'nın dört atması değil, Fenerbahçe'nin bu Galatasaray'ı nasıl yenememesi!
Ama Fenerbahçe'nin teknik direktörü hâlâ diyor ki; biz rakibe pozisyon vermedik. Yani Antalya'nın 4-2'lik skoru Galatasaray'ın ne halde olduğunun resmi. Türkiye'de hakemler doğru düdük çalarlarsa aşağıdaki takımlarla, yukarıdaki takımlar arasında büyük fark olmadığı ortaya çıkıyor. Düşünün Beşiktaş'ın ikinci golü yani penaltı pozisyonunu hakem vermese maç nasıl olurdu? Şunu da diyebilirsiniz o zaman da Beşiktaş maça başka türlü asılırdı.