Beşiktaş-Bursa maçları yıllardır her şeye gebe olan maçlardır.
Ya tuhaf tuhaf goller olur ya büyük hakem hataları olur ya da kırmızı kartlar olur. Yine öyle oldu.
Aslında olaylar çıkmadan maç bitebilirdi. Ama hakem Barış Şimşek maçın tansiyonu yükseldiği zaman o tansiyonu düşürecek kapasitede ve kabiliyette değildi.
Diyeceksiniz ki "Hakem çok büyük hatalar yaptı mı?" Bence yapmadı. Penaltıyı tartışıyorlar.
Ama hakem pozisyona çok yakın ve Sosa'nın sol kaval kemiğine bir darbe var. Hakem uzak olsa bu pozisyonu kaçırabilir. Çok yakındı ve 'cart' diye düdüğü çaldı. 75'ten sonra iki takım futbolcuları birbirlerini kollamaya başladılar. Kontak noktaları sık sık olurken hakem en tehlikeli işi yaptı: Avantaj uygulaması...
Tamam iyi hakem avantaj uygulayan hakemdir. Ama pozisyonun devamında hiçbir şey olmayacak.
Düdük çal, oyunu soğut
Orta sahada saçma sapan bir yerde futbolcular birbirlerine giriyor. Orada düdük çal oyunu soğut. Gol pozisyonu mu var o zaman oyunu çabuklaştır.
Yani avantaj oynat. Bakınız her şeyi bir yana bırakın 90+4'te Bursaspor son hücumunu yapıyor kaleci Harun dahil herkes ceza alanı içinde.
Top Tolga'ya geliyor, Tolga topu orta sahadaki Quaresma'ya atıyor.
Hosogai geliyor, Quaresma'yı indiriyor.
Pozisyonu bir defa gördüm bana bariz gol şansı geldi. Ama hakem ne yaptı? Quaresma'ya 2. sarıdan kırmızı ki doğru karar. Ama rakibe sarıdan kırmızı, yanlış karar.
Son 15 dakikada futbolcuların bu kadar birbirlerine sinirlenmesine sebep olan şahıs sahadaki hakem.
Hakem gördüklerini çalmaya gayret etti. Ama buna 70'ten sonra Beşiktaş taraftarı hazır değil. Niye? Çünkü takımı o kadar çabuk top kaptırıyor ki, o kadar saçma sapan rakibe pozisyon veriyor ki ardından ortadaki her topu kendisine istiyor. Vermeyince de hakemin üzerine biniyor. Aslında Quaresma oyundan atıldıysa bunun tek sorumlusu Sosa'dır. 3 arkadaşı bomboşken kaleye vurmayıp Oğuzhan'a topu atsa o pozisyonun sonu gol olur, 4-2'den sonra da Quaresma atılmazdı. Bakın bir olay başka olayları nereye getiriyor.
Baskı sırası Kartal'da
Ama şu bir gerçek Fenerbahçe yıllar önce stadını bitirdi. Seyirci baskısını yıllarca yaptı, çok da fayda sağladı.
Bunu Galatasaray da son yıllarda yaptı. Şimdi de Beşiktaş yapacak, bu artık belli. İşte onun için buraya gönderilecek hakemlerin hem cesaretli hem de akıllı olmaları gerek.
Beşiktaş maçı 3-1 yapıyor. Taraftarlar başlıyorlar şov yapmaya, gösteri yapmaya. Ama Beşiktaş için 2 farklı öne geçmek hiçbir zaman garanti değil.
Çünkü fark 1'e inince Beşiktaş'ta inanılmaz bir panik başlıyor. Güneş ile Pereira'yı anlayamıyorum.
Birisi iyi oynayan Volkan Şen'i devamlı oyundan alıyor diğeri devamlı kötü oynayan Olcay'ı sahaya sürüyor.
Herhalde Şenol Güneş'in manevi oğlu. Top yapacak, top oynayacak, rakibi sinirlendirecek adam yanında oturuyor: Kerim Frei... Bu sefer panik başlıyor. Ne kadar defans varsa hepsini oyuna sürüyor Güneş. Ama fazla defans oyuncusu oynatmakla iyi defans yapılmıyor. Ya topu kendi kalenden uzakta oynayacaksın, o zaman sana top yapacak adam lazım ya da ilerideki adamların iyi pres yapacak.
Bursaspor, Hamza Hamzaoğlu geldikten sonra mesafe kat etti, maçı bırakmıyorlar. Ama Hamza'nın da şunu unutmaması lazım, hakem hatalı karar verebilir. Sen geminin kaptanısın, atılmayacaksın.
Bu tarz atılırsan teknik direktörlüğün çabuk biter. Dün şunu gördük: Öyle bu lig 1-2 maçla biter havasında kimse olmasın. Her an her şey olabilir.
RAKİPLERİN İŞİ ZOR
Türk futbolu çok güzel bir stat kazandı.
Emeği olanların ellerine sağlık. İnşallah bu statta güzel, heyecanlı maçlar izleriz.
Ama şu var. Bundan sonra Vodafone Arena'ya gelecek takımların işleri zor. Şu da var: Beşiktaş, teknik direktör ve takım olarak henüz bu sahanın havasına alışamamış.
Alışmada da zorlanacaklar. Sebebi de 3 yıldır hep deplasman şartlarında, değişik baskılarda futbol oynuyorlardı.