Spor Toto Süper Lig'de küme düşme sınırındaki Altay'da 28 Nisan'da gerçekleşecek olağanüstü genel kurul öncesi eski başkan Nafiz Zorlu tarafından başkan adaylığı için ismi önerilen Mustafa Denizli, İstanbul'da süren çalışmaları nedeniyle başkanlığa aday olamayacağını dile getirerek, "Uzaktan kumandayla başkanlık olmaz" mesajı verdi.
Siyah-beyazlı kulüpte 18 yıl futbolculuk, bu sezon ortasına kadar da teknik direktörlük görevlerini üstlenen Türk futbolunun usta isimlerinden Mustafa Denizli, katıldığı bir televizyon programında göreve gelecek yeni yönetime her koşulda destek verebileceğini, takımın Süper Lig'de küme düşmesi halinde gelecek yıl kadrosunu koruyarak yeniden Süper Lig'e döneceğine inancının tam olduğunu vurguladı.
"Başkanlık çok farklı bir şey" diyen Mustafa Denizli, "Geçen sene kulübüm beni göreve davet ettiği zaman birçok işimi burada yüz üstü bıraktım ve İzmir'e gittim. İki yıldır yaptığım, aşağı yukarı 1 yıl kayba uğrayan bir şey var. Benim 1 yıl ara verdiğim çalışmayı en az 3-4 ayda burada tamamlamam lazım. Ama ben her hafta 2-3 gün İzmir'e onların yanına gidip ne isterlerse yaparım. Başkanlık orada sürekli bulunmak isteyen bir şey. Uzaktan kumandayla başkanlık olmaz. Başkan ve yönetim kim olursa olsun kulübüm benden yardım istediği anda kulüp için, takım için demiyorum yardıma koşarım. Başkanlığa layık görülmek benim için gurur verici, harika bir şey ama şu andaki şartlarım itibarıyla aday olmam söz konusu değil" yorumu yaptı.
"ALTAY CESUR YÜREKLERİ BULACAKTIR"
Altay'ın borcunun 350-400 milyon TL civarında olduğunu dile getiren Mustafa Denizli, "Kulübün önünde ciddi bir tablo var. Bu tablo uzun dönem için çok kolay bir tablo değil, aşılmaz bir tablo da değil. Bu camia bunun üzerinden kalkabilecek insan potansiyeline sahip. Şu anda başkanlık adaylığı için ismi geçen genç arkadaşlar, tribünden yetişmiş Altaylılar var. Ama bunların bireysel olarak çalışmaları çok fayda sağlamaz, bir araya gelmeleri gerekir. İstifa eden Başkan Özgür Ekmekçioğlu da dahil kim olursa olsun benden bir şey istelerse mutlak suretle yanlarında olurum. Önümüzdeki hafta seçim var. Altay büyük bir camiadır bu zorluğu aşacak cesur yürekleri mutlaka bulacaktır. Bana hangi görevi verirlerse versinler onların her türlü yanlarında olurum. Ama İzmir'de en azından 4-5 ay yaşamam mümkün değil. Ancak gidip gelebilirim. Dolayısıyla böyle bir başkanlık zaten yapılmaz" dedi.
"BU TAKIM DÜŞSE DE TEKRAR ÇIKAR"
Altay'ın Süper Lig'de küme düşmesi halinde kadrosunu koruması gerektiğini anlatan Mustafa Denizli, "Benim derdim Altay bu sene diyelim ki kaybetti. Futbolda hala bir ışık varsa o devam edebilir. Ama diyelim ki kaybetti, önümüzdeki yıl bizim için çok önemli. Önümüzdeki yıl da bu kadronun muhafaza edildiği takdirde dönüşü inanın bunu da garantiliyorum çok kolay olur. Bu net bir şekilde açık. Camia önümüzdeki yılı mutlaka kurtarmak mecburiyetinde, bunu mutlaka sağlamamız lazım. Bu takım düşse dahi misafir olarak gider ve gelir" şeklinde konuştu.
"KIZIMIN RAHATSIZLIĞI PSİKOLOJİMİ BOZDU"
Altay'da bu sezon teknik adamlık kariyerinin en kötü serisini yaşadığını anlatan Mustafa Denizli şöyle konuştu:
"Bazı zorluklar yaşıyorduk, bir tanesi kişisel zorluğumdu. Kızım ciddi bir rahatsızlık geçirdi, uzun süre sürdü. Psikolojim çok bozuldu. Burada bir hedefimiz vardı. Kendimi, camiayı tanıyorum. Neler yapabileceğimizi biliyorum bu takımla. Düşmek gibi endişem asla yoktu. Görevi bırakmak, takımı yarıda bırakan insan olmak mümkün değil. Kızımla ilgili iyi haberler alınca psikolojim döndü. Tablo önümüzde, bu sorumluluğu ben almışım. Ben var olduğum camianın, ismimim verildiği statta küme düşmesini yaşayacak kadar düşüncesiz bir insan mıydım? Orada ben hayatımı kaybetsem benim için daha iyiydi. Onu yaşamaktansa hayata veda etmek benim için daha iyiydi. Bizim mutlu bir ortamımız olması lazım bunları yapabilmek için. Takım sonuçtur. Benim değil, takım adına yaşanılan sıkıntılar vardı. Bir tesise girdiğinde yüzü gülmeyen insan gördüğün zaman bu elektrik senin de enerjini düşürür. Bunu aşabilirdik. Futbolcular sık sık 'Hocam ödemeler yapılmıyor' dediği zaman bu konsantrasyon güven ve otorite kaybına neden olur. Bunların süresi kısa olmalı. Sorun uzun devam ettiği müddetçe otorite şansı zayıflamaya başlar. Her şeye rağmen bunları aşabilirdik."
"ÇALIŞMADIĞIM SÜRENİN PARASINI TALEP ETMEM"
Altay'dan kendi isteğiyle ayrılmadığını söyleyen Mustafa Denizli, sözleşmesinin uzun süre feshedilmemesiyle ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Kulüp benimle devam etmek istemedi. Feshetmesi gereken taraf başkandı. Camiada sanki ben feshetmiyorum gibi bir algı oluştu. Benim 30 yıllık antrenörlük hayatım var. Bu kadar kulüpte görev yapmışım, bırakın Altay'ı bir tanesinden problemli ayrılmış mıyım. Altay'ı hep ayrı bir yere koyuyoruz da diğer takımlarla herhangi bir şey yaşamış mıyım? Kulüp kontratı feshetti diye çalışmadığım sürecin parasını mı isteyeceğim kulüpten? Öyle bir şey söz konusu olabilir mi? Gereksiz bir ceza ödeme durumunda kaldık. Bazı taraftarlarımız haklı olarak mesajlar çektiler. Benim yüzümden ceza ödenmesi söz konusu olabilir mi? Niye, başkan bana güvenmedi mi? Kontratı feshedersin, benim bir gün kulüpten herhangi bir isteğim olursa, çalışmadığım süre için 1 kuruş istersem o zaman dersin ki bizim Büyük Mustafa'mız böyle bir şey talep etti bizden."
"Başkanı aradım ben birkaç defa. '10 defa aradım dönmediniz' dedim. '10 defa aramadın' hocam dedi, 2 defa aradım. Başkanla bu şekilde karşılıklı konuşmadan ayrılmamız hoş olmadı. İlk defa İstanbul'da oturduk sohbet ettik. Amacımız kulübümüzün iyi olması. Neticede kulübün yaşadığı sıkıntılar vardı ayrıldığım dönemde. Başkan, '3 milyon bonservis ücreti ödedik Mustafa Denizli zamanında çok büyük para ödedik' dedi. Bir Süper Lig takımının 3 milyon bonservis ödemesi 9-10 futbolcu transfer etmesi söz konusu. Gereksiz, beni üzen bir açıklamaydı. Ben 40 gün 230'un üzerinde futbolcu izledim. Düşük maliyetlerle gelir ve fayda sağlar diye. Yanlış bir yaklaşım oldu. Beni yaralayan bir yaklaşım oldu. Bunlara hiç gerek yoktu."