Biz Türkler ellerimizle dağı bile deviririz!
Maçtan önce iki takımın market değerlerine, dünya sıralamasına ve başarılarına baktığımızda karınca ile filin savaşına benzer bir durum vardı ortada.
Günlerdir maçla ilgili yorumlarımda ise 'Biz Türkler, çılgınlık üretmeye bayılırız. Hele Şenol Güneş'in olduğu yerde, mucizelerin, çılgınlıkların gerçeğe dönüşme oranı da yüksektir demiştim...' Konya'da muhteşem bir tribün desteği vardı. Nereye baksanız kırmızı- beyaz renkler hakimdi. Sanki dünyamız kırmızı-beyaza boyanmıştı.
İşte bu pozitif enerji ve renklerin şahı; Millilerimiz'in son Dünya Şampiyonu Fransa karşısında muhteşem bir futbol ortaya koymasında başrol oynadı. Maça iyi başladık.
Hasan Ali ve Merih'in Mbappe, Griezman ve Giroud'a müthiş kademeleri şahane ötesiydi. Mbappe daha ilk yarıda Hasan Ali karşısında adeta hayata küstü.
Bir duran top organizasyonunda Cengiz Ünder ortaladı; Merih Demiral kafa ile topu Kaan Ayhan'a postaladı; Kaan da adrese gelen o topa jeneriklik bir kafa vuruşu ile ağları deldi adeta. O an zaman durdu sanki; o an mucizelerin gerçeğe dönüşmek üzere olduğu bir andı. Golümüz gelmişti golümüz... Coşkumuz, uzaydan bile duyulacak kadar büyüktü.
Golden sonra Fransa'ya sahayı dar etmeye başladık. Burak Yılmaz ile net bir pozisyonu fırsata çeviremedik.
Bir kaç dakika önce net bir pozisyondan yararlanamayan Burak Yılmaz, yaptığı presle topu kaptı; Dorukhan topu kazandı, nefis bir asistle Cengiz Ünder'i gördü; Cengiz de Lloris'i çaresiz bırakarak 2. golümüzü attı.
Son Dünya Şampiyonu karşısında 2-0 önde bitirdik ilk yarıyı. Gerçek bir mucize bu! Fransızlar koca bir 45 dakikada kalecimiz Mert'i rahatsız bile edemediler.
Mert belki de futbol kariyerinin en rahat ilk 45 dakikasını oynadı.
İkinci yarının başında Burak Yılmaz karşı karşıya bir pozisyonda Lloris'i geçemedi. Ah Burak Ah! Sen değil misin, bu pozisyonlarda fileleri hep havalandıran! 3 olsa Fransa, 'Yeter artık! Daha fazla atıp, madara etmeyin bizi' diye yalvaracak duruma gelecekti!
Millilerimiz dün gece ateşlere basarak yürüyen takım ruhu ile; daha önceki hiçbir gerçeğe benzemiyordu...
Tribünlerdeki bir çocuk, babasına dönerek, - 'Bana sahadaki kırmızılı oyuncular uzaylı mı?' diye sordu.
Baba da - 'Onlar bizim kahramanlarımız oğlum! Bu çocuklar suyu bile yakar oğlum' diyerek Millilerimizin hakkını teslim ediyordu baba ve oğlu!
Evet biz Türkler çılgınlık üretmeye bayılırız. Yine bir çılgınlık üretip, tarih yazdık.
Kahramanlarımız, sanki bir masalın içinden çıkıp gerçek oldular!
Biz Türkler, istersek mucize gibi görünen başarıları gerçeğe dönüştürürüz!
Biz Türkler, ellerimizle, tırnaklarımızla dağı bile deviririz!
Dün gece Fransa'yı devirdiğimiz gibi!
Tebrikler çocuklar! Helal olsun size!
Sıradaki gelsin!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
