Fenerbahçe’ye bu futbol yetmez!

Birbirinden ilginç kırılma anlarının olduğu bir maç izledik başkentte. Bir sol bek oyuncusu olan Halil İbrahim, dün Fenerbahçe'ye karşı stoper mevkiinde oynadı.
Aynı Halil İbrahim, Valbuena'nın ceza sahasına kestiği topu güzel bir kafa vuruşu ile kendi kalesine gönderdi. Futbol hatalar oyunu elbette. Ama Süper Lig'de oynayan bir oyuncu; net gördüğü ve yaklaşık 30 metreden üzerine doğru gelen bir topu nasıl bu kadar kolay bir şekilde kendi kalesine doğru nişanlar?
Nasıl bir pozisyon almaktır bu Halil İbrahim!
Motivasyon eksikliği, beceriksizlik, oynadığı mevkiyi yadırgama diyebilirsiniz buna...
İlk yarıda iki takım da açık bir futbolu tercih edince orta alanlar çok çabuk geçildi.
Ama ilk 25 dakikada iki takımın 2'şer şutu vardı ama kaleyi bulan şutlar değildi bunlar.
Yeni transferlerden Giuliano ve Soldado yavaş yavaş takıma alışıyor. Dün bunu gözlemledik. Özellikle Soldado, etkili kafa vuruşları yapıyor ama biraz şanssız. Vardar Teknik Direktörü Janevski'nin Fenerbahçe ile ilgili ders niteliğindeki "Fenerbahçe hep yatay oynuyor, hiç dikine oynamıyor" tespiti, Aykut Kocaman'ın kulağına küpe olmuş gibi... Çünkü dün Fenerbahçe, Aykut Kocaman'lı diğer maçlara oranla dikine bir oyun oynamaya çalıştı.
Özellikle sağ kanadı İsla ve Dirar ile iyi kullandı Fenerbahçe. Buradan etkili ataklar geliştirdi. Sol kanat ise hiç çalışmadı.
Bütün atakların merkezinde yine Valbuena vardı.
İk yarıdaki kırılma anlarından biri de Skrtel'in hava topu mücadelesinde ceza sahasında Ahmet İlhan'a kontrolsüz şarjıydı. Hakem Ümit Öztürk penaltı verdi bu pozisyonda. Bu tarz pozisyonları çoğu maçta hakemler es geçip, penaltıyı vermiyorlar. Ama dünkü hakem verdi.
Üçüncü kırılma anında ise orta alanda Tokelo Rantie ile Hasan Ali mücadelesinde Hasan, Gençlerbirliği'nin en etkili silahını tutup yere indirdi. Çok sinirlenen Rantie ise Hasan Ali'ye yerde yaptığı hareket nedeniyle direkt kırmızı kart gördü.

Hakem cesur kararlar verdi
Hakem Ümit Öztürk, penaltı pozisyonunda da Rantie'nin kırmızı kartında da çok cesur davrandı.
Gençlerbirliği, 10 kişi kaldıktan sonra forvetsiz oynamaya başladı ve ilk yarıdaki açık oyunu; savunma ağırlıklı bir anlayışa dönüştü.
Aykut Kocaman, ikinci yarıya Dirar'ın yerine Aatıf'ı alarak oyuna başladı. Rakip 10 kişi olduğu için doğru bir hamleydi bu.
Aatıf, Fenerbahçe'nin üçüncü bölgede daha fazla görünmesinde önemli rol oynadı. Etkili şutlar attı, ara pasları verdi, takımını hızlı hücuma çıkardı, Valbuena'nın üzerindeki ağır yükü aldı.
Ümit Özat, 10 kişi kalan takımını 2. yarıda kenardan iyi yönetti. Başkent ekibi 9 kişi kaldıktan sonra ise tamamen pes etti. Futbol böyle enteresan bir oyun işte! Beğenmediğiniz, gitsin dediğiniz bir oyuncu, gün gelir baştacınız olur.
Son haftalarda Fenerbahçe taraftarının en çok eleştirdiği, 'kilosu var, kebapçıya gitsin' vs. dedikleri Ozan Tufan, başkentte Fenerbahçe'yi 2-1 öne geçiren ve galibiyeti getiren golü attı.
İlk yarıda isabetli şutu olmayan Fenerbahçe, rakibin 10 kişi kalmasını iyi değerlendirdi.
Bir kişi fazla oyuncu ile mücadele etmenin avantajı ve kadro kalitesi birleşti;
3 puan Fenerbahçe'nin oldu.
Fenerbahçe dün kazanarak adeta komadan çıktı! Ancak bu futbol, şampiyonluk için Fenerbahçe'ye yetmez!
Milli maç arası Fenerbahçe'ye ve Aykut Kocaman'a ilaç gibi geldi.
Aykut hoca, Fenerbahçe'nin aksayan yönlerine daha fazla kafa yormak ve eksilerini artıya çevirmek için iyi bir zaman kazanmış oldu!