PORTO'DAN KORKUYORUM!
Beşiktaş henüz tam hazır değil. Çünkü sezon başı yüklemeleri kamp döneminde yapılamayınca, temposu yüksek antrenmanlar ağustos sonuna kadar devam etti. Bu durum takımın temposunu yorgunluk nedeniyle düşürürken Milli Takım arası yetişti imdada. O nedenle Karabük karşısında daha diri, bozuk zemine rağmen daha iyi oynayan bir Beşiktaş izledik. Peki böylesine bir düzelme varken Porto maçı için neler söyleyebiliriz; çok ümitli olmalı mıyız?
Misal galibiyet bekleyebilir miyiz?
Ben bu kadar ümitli değilim, galibiyet de beklemiyorum.
Porto tarafından biri çıkıp "Alın bir puanı gidin" dese bir saniye düşünmem.
Neden mi? Çünkü Şenol hoca sağ olsun, yenileri takıma monte etmek gibi bir kaygıyla hareket etmediği gibi Medel başta bazı oyuncuların sabrını taşıracak tercihler yaptı.
Misal, sağ bek yok ama hoca Medel'i denemek yerine Necip'i deniyor. Oysa orası asla Necip'in yeri değil peki Medel'in yeri mi? Kendisine göre öyle. Saydığı üç mevkiden biri de savunmanın sağı.
Dolayısıyla bu kadar kıt zamanda oynamayı bekledi ama oynamadı ve bu bir sorun.
Negredo'nun kumaşı kaliteli ve bu hiç tartışılacak bir şey değil ama tıpkı Gomez gibi uyum sağlaması biraz zaman alabilir. Bunun için de oynaması gerek fakat son maç hariç o da beklediği süreleri alamadı.
Lens'e bakıyorsunuz onun durumu da aynı. Oysa Şampiyonlar Ligi'nde bu yıldızların tümünden en iyi performansı almaya ihtiyacı var Kartal'ın… Yani, yanisi şu; eğer Beşiktaş ideal onbiri, alternatif oyuncularıyla birlikte tam olarak hazır olsa Porto'dan hiç çekinmem ve "Beşiktaş kazanır" derdim, şimdi diyemiyorum.
Quaresma artık yeter?
Saha içinde yaptığın güzellikleri unutturmak adına bin türlü yanlışı bir arada yapıyorsun Ricardo Quaresma! Hakemin üzerine yüklenmen kesinlikle kasıtlı, yani dördüncü hakem dikkatli izlemiş olsa seni attırırdı! Peki bir insan bunu neden yapar? Ya rahatsız olduğu için yapar ki, o taktirde tedavi edilmelidir, ya da yedek kaldığına bozulduğunu belli etmek için! Sen neden yaptın bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey var ki, gözden de gönülden de düşmeye başladın! Yapma! Yapma kardeşim. Beşiktaş'a zarar veriyorsun, verme. Bu camia sana yeni bir şans verdi, bağrına bastı, pişman etme!
İntihar gibi atamalar!
Yusuf Namoğlu MHK'sı kör gözüne atamalarla öküzün altına buzağı yığmaya devam ediyor. Şuraya bakın; ligin ilk dört haftasında Halis Özkahya iki Galatasaray maçına veriliyor! Olacak iş mi?
Hakem mi kalmadı! Dahası geçen sezonun son maçında Özkahya yine Galatasaray maçında. Kendinizi hakemin yerine koyun, MHK sizi ısrarla bir takımın maçına, hem de üç kez üst üste gönderirse ne düşünürsünüz? Kendi kendinize "Acaba benden bu takımla ilgili bir beklentileri mi var?" diye kafanızdan geçmez mi? Ne gerek var bunlara… Hem kendini ateşe atıyorsun, hem hakemini, hem de Galatasaray'ı zor durumda bırakıyorsun. Değer mi?
Fener'in attığı gol ofsayt!
Niyetimiz ne ukalalık yapmak, ne de hava atmak. Bir kural bana göre çok kişi tarafından atlandı, amaç onu hatırlatmak.
Fenerbahçe'nin Başakşehir'e attığı golde genel kanı ofsayt olmadığı şeklindeydi.
Bu tezi savunanlar kısaca Başakşehirli oyuncunun dokunuşunu "topla oynamak" kabul edip ofsaytın devre dışı kaldığını söylediler. Yanlış!
Önce şunu söyleyeyim MHK bu pozisyonu muhtemelen devre arası seminerine alıp "Ofsayt" kararı gerektiğini açıklayacaktır, şimdi olayı soğutuyorlar hepsi bu. Peki neden ofsayt ve atlanan ne? Atlanan şu; kural kitabı, Başakşehirli oyuncunun müdahalesini topla oynama değil "Bilinçli kurtarma" diye tanımlıyor. Bilinçli kurtarmanın topla oynamadan farkı ise şu; bilinçli kurtarma, ofsaytı ortadan kaldırmaz!.
Yani; pozisyon ofsayt.
Volkan'a atılan madde!
Sahaya atılan yabancı madde sporcuya isabet ederse genellikle saha kapatılır. Benzer bir durumu, Manisa'daki Galatasaray- Fenerbahçe Süper Kupa maçında görmüştük! Tesadüfe bakın orada da Volkan Demirel'in kafasına pes şişe isabet etmiş ve Galatasaray'ın sahası kapatılmıştı. Şimdi ise adaşı Volkan Babacan'ın kafasına pet şişe atıldı Saracoğlu'nda. Şimdi merakla PFDK ve Tahkim'i bekliyoruz. Eyyam mı yapacaklar, gereğini mi yapacaklar, pür dikkat takipteyiz.
Abdülkadir ve Yusuf!
Mehmet Ekici'nin gitmesi Yusuf Yazıcı'yı vitrine çıkardı, Trabzonspor orta sahasında bitmeyen sorunlar da Abdülkadir Ömür için büyük bir fırsat haline dönüştü. Kenarda, bu tür gençlere cesaretle forma veren bir teknik adam da olunca her şey daha kolaylaştı. Ersun Yanal, Trabzonspor'u şampiyon yapmasa bile şu iki genç adamı Türk futbolunun vitrinine koyarak büyük bir hizmet yapmıştır. Yürekten kutlarım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.