Böyledir bizim sevdamız
Statsız, korumasız, kollamasız, rüzgara karşı koşarak, Allah'ın izniyle kazanılan muhteşem bir şampiyonluk bu. O nedenle bugün maç yok, BeşiktAŞK'ı anlatmak var.
İşte o aşk… Boğaz'ın çocuklarının sevdaları daha bir başkadır...
Ne Schalke'yi yaşama bağlayan maden işçilerinin ateşli sevdaları anlatabilir BeşiktAŞK'ı, ne de Franco'ya karşı direnişi simgeleyen Barçalıların mağrur duruşları...
İskoçya'da Protestan cemaatinin kendini ifade etme biçimi diye tanımlayabileceğimiz Rangers'ın veya Katoliklerin aynı yere oturttuğu Celtic'in havaları da sönük kalır Beşiktaş'a duyulan sevdanın yanında.
Bir BeşiktAŞK masalıdır bu...
Asıl erdemin, oyunun kuralına göre oynanması olduğunu, doğuştan kabullenmiştir Beşiktaşlı...
Tevazu hep ön plandadır Beşiktaşlı Duruşu'nda!..
Anasının ak sütü gibi helal iki şampiyonluğunun görmezden gelinmesine yıllarca sessiz kalışı bundandır...
Yeri geldiğinde alayına gider yapmış, her konuda hakkını da söke söke almıştır Beşiktaşlı; iki şampiyonluğunu eninde sonunda alması gibi...
Sizinle gurur duyuyor
Rakipleri "20 milyon taraftarım var" diyerek ülke nüfusunu Çin'le karıştırırken, Beşiktaşlı yürekler, "En çok ben severim" diyerek bitmeyen bir sevdanın resmini asmaktadır gönül duvarlarına.
Van'da soğuktan donan kardeşini İstanbul'da hissetmek, boynundaki atkıyı onunla paylaşmaktır Beşiktaşlılık.
"Bugün dost yaralanmış yine gönlüm hoş değil" diyerek Vedat Okyar'ı hatırlamaktır.
"Şeref'inle oyna, Hakkı'nla kazan" demektir tüm kalbinle.
Mutluluğun resmini kolayına kaçmadan yapmaktır Beşiktaşlılık...
Teşekkürler çocuklar, Beşiktaş sizinle gurur duyuyor ve hep duyacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.