Turgay Demir

Turgay Demir

12 Ağustos 2014 | Salı

GÖKHAN AKILLI OLMALI

Beşiktaş onu almak için çok uğraştı… Gökhan Töre'den bahsediyorum, Kartal'a pahalıya patlayan 5 yıllık bir sözleşmeyle geldi… Takımın şu andaki durumu malum, Gökhan bu şartlarda takıma girmek için çok çalışmalı ve en az diğer arkadaşları kadar disiplinli oynayıp taktiğe bağlı kalmalı.
Yeni sistemde Beşiktaş kanat oyuncuları göstermelik olarak değil topu almak ve takımı savunmadan atağa kaldırmak için geri geliyorlar. Çok enerji sarfediyorlar. Daha azını yapan bir Gökhan Töre'ye kimse tahammül edemez, kardeşimin haberi ola.

Kara Bela!
Demba Ba'ya Karayılan ismini takınca birçok hassas Beşiktaşlı, o ismin tehlikeli bir teröristi hatırlattığını belirterek değiştirmemi rica ettiler. Bizim niyetimiz herhangi bir imada bulunmak olmasa da madem ki rahatsızlık yarattı o zaman ısrarın anlamı yok. Bundan böyle Demba Ba'ya 'Kara Bela!' diyeceğim, çünkü kalecilerin başının belası olacağına şüphe yok. Beşiktaş yıllar sonra gerçek bir golcüye sahip oldu. Demba Ba inşallah bu trinbünleri sevgilisi ve yeni stadın en nadide çiçeklerinden biri olacak.

PSiKOLOJiK AVANTAJ

Beşiktaş zaten iyi takımdı şimdi çok iyi takım olma yolunda hızla ilerliyor. Demba Ba'nın ön tarafa yerleşmesiyle işin şekli biraz daha değişti. Deplasmandaki Feyenoord maçında son beş dakika hariç "kusursuz futbol" oynadılar. Chelsea ve Fenerbahçe maçları da öyle… Yeni Beşiktaş maçın büyük bölümünde topun arkasında durmayı başarıyor… Topu rakibe bıraktığı kısa sürelerde ise kademeli bir kapanışla "Atabilirsen at!" diye adeta meydan okuyor rakiplerine… O nedenle, tüm dünyanın her özelliğini bildiği Arsenal'in gücünü ballandıra ballandıra anlatanları bir kenara bırakın… Arsenal büyük düşünen ve yukarıda anlatmaya çalıştığım şekilde oynayan Beşiktaş'ın korkacağı bir takım değil.
Eğer ilk maç deplasmanda olsa "Beşiktaş turu geçer!" diye senet imzalardım. Neden derseniz, bahsettiğim Beşiktaş, Arsenal ne olduğunu anlamadan ilk maçta mutlaka gol atar ve yenilse bile umutla dönerdi. Şimdi durum tersi… İstanbul'da tanışacakları Beşiktaş karşısında rövanşta işi çok daha sıkı tutacaklardır.
Her şeye rağmen bana göre tur ortada… Üstelik Beşiktaş'ın bir de psikolojik avantajı var.
Nedir o derseniz; Beşiktaş kaybederse kimse 'gık' diyemez çünkü Arsenal'e kaybetmiş olacak… Buna karşılık Arsenal safdışı kalırsa Wenger daha önce küçümsediği bir takımdan yediği tokadın hesabını vermekte zorlanacak.
Uzun sözün kısası, Beşiktaş'a güvenim tam, taktiğini ve o taktiğin ayrılmaz bir parçası olan disiplini elden bırakmazsa kendisine güvenmeyenleri çok şaşırtacaktır. Uyarması benden.

KARTALLAR'IM BENiM!
Bilic'e ne kadar teşekkür etsem az. Üç yıldır peşine takıldığım bir başka genç olan Ümit Karaal'ın Manisa'ya gitmesine izin vermedi ve kadroda tutu. Aynı şekilde Atınç'a da güvendi. Beşiktaş'ta bundan önceki zihniyet Bilic'i de çok rahatsız ediyormuş bu net olarak ortaya çıktı. O zihniyet 35 yaşındaki stoperlerin peşine düşerken Bilic, genç fidanları sulamaya karar verdi. Biz de bugüne kadar Bilic'in gençlere güvenmediğini zannedip haksızlık etmişiz. Gençlere güvenmeyen o giden arkadaşmış!

Muhabirin ölümü…
Süleyman Gültekin kardeşimi kalp kiriziyle kaybettik, onun acısına alışmadan bu kez genç yaşında Erkan Koyuncu ayrıldı aramızdan. Hem de ne ayrılmak… Sensörleri olmayan, kontrolsüz 5 tonluk bir kapıya sıkışarak can verdi. Ancak bizde olacak bir ölüm şekli… Yazık. Şimdi geride iki yetim var. Galatasaray Kulübü, "kem küm" etmeden sahip çıkmalı o çocuklara. Biz elbette elimizden geleni her şekilde yaparız ama G.Saray da bu görevden kaçmamalı. Ah almamalı… Mazlumun ahı, indirir şahı, unutulmamalı.

Altyapıya marş marş!
Çok değil beş yıla kalmaz tüm kulüpler altyapılarının kıymetini anlamak zorunda kalacaklardır.
Formalar reklamsız kaldı, yarın bir gün yayıncı kuruluşun verdiği para da yarı yarıya düşer, sponsorlar zaten kaçan kaçana.
Bu şartlarda altyapıdan gençleri kazanmak tek çıkar yol. Peki altyapılar buna hazır mı? Çoğu değil!
Bir çoğu, şampiyonluğu hedefleyen ve kendini tatmin etmeye çalışan sıradan hocalarla dolu. Hangi kulüp altyapısını bu kafadan kurtarıp gençleri eğitmeye çalışanları göreve getirirse maddi krizler o kulübü teğet geçecektir.

G.Saray'dan Beşiktaş'a
Avcılar'da oynarken tanıdım Bedirhan'ı… Bir sezonda 40'ın üzerinde gol atınca Galatasaray'a transfer oldu. Takibe devam ettim… Bir gün Galatasaray U-15 takımını izlemeye gidince gözlerime inanamadım. Bana göre iyi bir golcü olmaya aday genç adamdan stoper yapmaya çalışıyordu Taner hoca… Zamanında bu sıkıntıların ağababasını yaşayan biri olarak peşini bırakmadım o genç adamın. Galatasaray'dan lisansını alıp Beşiktaş'a getirdim. Şimdi oradaki hocalarımıza emanet. Allah mahçup etmesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor