Bilic, Özen masalı!
Doğru zamanda, doğru tercihler yapılsa maçın ilk 20 dakikasındaki skor 5-0 olurdu. Formalar siyah- beyaz değil de sarı-lacivert ya da sarı-kırmızı olsa, 2 de penaltı verilmişti. Pozisyonlar penaltıdır değildir işin orasında değilim. Ezeli dostlara olsa ikisine de penaltı çalınırdı, anlatmak istediğim bu.
Dün yine bildik bir manzara vardı sahada. Beşiktaş fırtına gibi başladı, Gökhan Töre, Olcay Şahan ve Fernandes'in 20'şer dakikalık kondisyonları bitene kadar rakibi dağıttı, pozisyonlar buldu beşte bir attı.. Sonra.. Sonrası bildiğin kahır mektubu..
Gökhan yerinden kımıldamaz, Olcay eli belinde bekler, Fernandes ayağına gelen her topu rakibe hediye eder.
Hâl böyleyken ve bir takımın "yalnızca" üç oyuncu değişikliği hakkı bulunurken Bilic neden hep aynı oyuncularla sahaya çıkar, anlamak mümkün değil. Bu saydığım 3'lü, 6 aydır böyle. Hepsini değilse birini oturt kulübeye, Kerim, Muhammed ya da Holosko ile başla. Bunu yap ki, başka arızalar olursa farklı arayışlara girme şansın olsun. Hayır, Bilic bunu asla yapmıyor.
Güven yitiriyorlar
Dua etsinler dün ilk yarıda bocalayan Mehmet Akgün ikinci yarı toparlanıp Atiba'ya ayak uydurdu da maç tamamen kontrolden çıkmadı.
Yoksa bir puanı bile mumla arayabilirdi Bilic'in Beşiktaş'ı.
Sezon başından bu yana aynı kafa; Pektemek, Pedro Franco, Muhammed ve Kerim kenarda unutuldular. Bu nedenle özgüven kaybettiler ve ihtiyaç duyulduğunda da tam verimli olamadılar.
Yazık.. Her sistemi oynayabilecek 18 oyuncuyu hazır tutmak yerine, her maçta aynı görüntüyü veren bazı oyuncularda ısrar eden Bilic hem güven yitiriyor hem de Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışından uzaklaştırıyor.
Önder Özen falan da hikaye galiba. Ya taşın altına elini koymuyor ya da adı Hıdır hali budur!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.