Kim büyük!

Kupa böyledir, her şey 90 dakikada olup biter.
Hazır olacaksın, rakibine saygı duyacaksın ve asla hafife almayacaksın. Alırsan böyle olur.
Beşiktaş'a geçmeden önce Bucaspor'un hakkını teslim edelim, hadlerini bilerek oynadılar, takım halinde iyi motive olmuşlardı. Son birkaç dakika hariç futbolun kuytu köşelerine saklanmadılar ve turu analarının ak sütü gibi hak ederek geçtiler.
Peki ya Beşiktaş nasıldı?
Hep söylediğimi bir kez daha tekrarlamak durumundayım; Bilic ya hiç rotasyon yapmıyor ya da rotasyon adı altında takımın neredeyse tamamını değiştiriyor. İkisi de yanlış...
Bunun bir ortası var; iskeleti bozmadan birkaç oyuncuyu dinlendirir, alternatifleri sahaya sürersin. Bunu yaparken de haftalar boyu beklemezsin.
Sadece kupada rotasyonu düşünmeniz de doğru değil, ligde her hafta kulübeden bir oyuncuya şans verebilirsiniz.
Böylece onbir değil 18 hazır oyuncunuz olur. Bilic bunu asla yapmıyor.
Dün Beşiktaş'ta Atiba dışında görevini tam olarak yapan yoktu. Özellikle ilk yarıda inanılmaz dağınık bir görüntü verdiler. İlk kez bir araya gelen bir takım vardı karşımızda.

Üçünü de kutlarım
Golü yediler yine uyanmadılar.
Taa ki maçın ikinci yarısında 15 dakikalık bir tempo yapana kadar. O bölümde maçı kotarmaları gerekirken bunu da başaramıdılar. Bilic takımın baskılı oynadığı dakikalarda değişiklikler için geç kaldı ve Eneramo'yu sahada tutarak büyük hata yaptı. Eneramo kapanan takıma karşı bir şey yapamaz, ona boş alan lazım. Holosko ona keza.
Buca'nın ise kapanacağı kesin, o zaman daha ilk 11'de yanlış tercihler yapıldığı gerçeği çıkıyor karşımıza.
Kupanın güzelliği biraz da buradadır, büyük takımküçük takım ayrımı yoktur.
Gününde olan turu geçer. Tıpkı Balıkesir ve Fethiye gibi.
Üçünü de kutlarım, büyüklere sahada o kadar da büyük olmadıklarını hatırlattıkları için!