Turgay Demir

Turgay Demir

03 Aralık 2013 | Salı

Derbi budur

Son yıllarda oynanan güzel futbolla, aklınızda kalan bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisi var mı?
Sanırım cevabınız hayır!
Peki; su savaşları, tükürük muhabbetleri, kavga eden oyuncular, şortuna forma sokanlar, kangal ve pitbul gibi sevinmeler dışında son yıllarda hatıralarınıza bir güzellik ekleyen G.Saray-F.Bahçe derbisi hatırlıyor musunuz?
Sanırım cevabınız yine hayır.
Buna karşılık Beşiktaş-
Galatasaray ve Beşiktaş-
Fenerbahçe derbileri genellikle iyi futbol, bol gol ve çekişmeli mücadeleyle hatırlanmakta.
Bu anlamda onlarca örnek göstermek mümkün. Saracoğlu'ndaki son derbinin muhteşemliği, zaten aklınızda yer etmiş olmalı.
Peki neden Fenerbahçe-Galatasaray derbileri futboldan bu kadar uzak ve gerilim yüklü… Sanırım bunun sebebi en başta yöneticilerin yarattığı gerginlikler, taraftarlar arasında yaratılan doğal asit yarışı ve medyanın bir kısmının bu gerilimden beslenmesidir.
Öyle bir ortam yaratılıyor ki; sözde "Dünya derbisine" çıkarken kimsenin aklında "kaybetme korkusundan" başka bir şey gelmiyor.
Ondan sonra; al gözüm seyreyle kör döğüşünü.

ÇIKMAZ SOKAĞA DOĞRU
Bu manzara, her karşılaşmalarında Türk futbolunu bir adım öne çekmeleri gereken Fenerbahçe ve Galatasaraylı oyuncuların ruh hallerini öylesine bozuyor ki, katkı yapmaları şöyle dursun her karşılaşmalarında Türk futbolunu başka bir çıkmaz sokağa sürükleyip duruyorlar.
El Classico'da Barça ve Real'in her kapışmasında, teknik, taktik ve oyun zekasındaki yeniliklerle birlikte oyuncuların bireysel katkılarıyla ortaya çıkan güzellikler görürüz.
Çünkü o, farklı şehir takımları arasında oynansa da, gerçek bir dünya derbisidir ve gerilimden önce futboldaki rekabetten beslenmektedir.
Beşiktaş'ın ezeli rakipleriyle oynadığı maçlar da aslen böyledir.
Real-Barça maçları havasında oynanır, tatlı bir gerilimin katkısıyla özünde futboldan beslenir.
Uzatmayalım... Şu ya da bu şekilde Galatasaray-Fenerbahçe derbilerini aynı havaya sokmayı başaramazsak, yakın gelecekte bir kaç fanatik dışında müşterisi bile kalmayacak benden uyarması.
Bu derbiyi gerçek bir futbol yarışı haline getirdiğimizde Türk futboluna ciddi katkı yapacağından eminim, fakat bu haliyle o faydaya ulaşmanın imkanı ve ihtimali yok. İlgililerin ilgisine sunulur.

Hezimeti Bilic önledi!
Kadıköy'de derbinin kaderini belirleyen maalesef Bilic oldu. İlk yarıyı deplasmanda 3-2 önde kapatan bir teknik adam ikinci yarıda başka bir maç oynanacağını hesap etmeli, rakibin kaybedecek bir şeyi kalmadığının farkına varmalıydı. Beklenen, bundan önceki tüm maçlarda olduğu gibi ikinci yarıda yorgunluk nedeniyle kıpırdayacak halleri kalmayan Gökhan Töre, Olcay, Fernandes ve Almeida dörtlüsünden en az ikisinin çıkması ve solbek oynayan Atiba'nın ortaya çekilmesiydi. Bilic bunu yapmak yerine 10 kişilik Fenerbahçe'nin can havliyle saldırmasını uzun süre seyretti. Hırvat hoca doğruyu yapmaya karar verdiğinde Beşiktaş eksik kalmış, iş işten geçmişti. O Fenerbahçe'yi yenilgiden kurtaran en başta sevgili dostum Bilic'tir, yoksa can havliyle verdikleri mücadele dahi hezimeti önleyemezdi.

STOPER Mi?
Ağzı olan konuştuğu için son 20 yılda belki 5 maçı çıplak gözle izlemeyenler dahi, Beşiktaş hakkında ahkam kesebiliyorlar. Bunların yeni icadı Beşiktaş'ın bir stopere ihtiyacı olduğu! Bilmiyorum acaba tanıdıkları bir stoper mi var! Ancak bunları ciddiye alan olsa; Toraman, Franco, Escude, Sivok, Ersan arasına bir yeni stoper daha aldıracaklar. Ne diyeyim, Allah akıl versin.

EMENiKE, ALVES REZALETi
Avrupa'da birbirinden önemli maçlara çıkan Cüneyt Çakır son derece iyi bir performans gergileyip gururumuz oluyor. İş annemizin ligine gelince ise bambaşka bir Cüneyt Çakır çıkıyor karşımıza. Son derbide hata üstüne hata yaptı… Emenike ve Alves atılır Necip asla atılmazdı. 11'e 8 olacak maçı, 10'a 10 hale getirmek bir hakemlik faciasıydı.
Sanırım bu nedenle ezildi Fenerbahçe'nin penaltısını da veremedi. Avrupa'da kendini aşan Çakır, Türkiye'de indikçe iniyor.
Cüneyt kardeşim "kafasındaki tilkileri öldürüp" gerçek hakemlik yapmaya başlarsa herkesin takdirini tekrar kazanabilir, yoksa işi zor.

LUGANO'YA RAHMET OKUTUYOR
Alves normal şartlarda hiç bir maçta sahada kalamaz.
Lugano falan diyorduk ama bu arkadaş Lugano'ya rahmet okutuyor. Gözlerinden öfke saçılıyor ve rakibine vururken futbolcudan çok savaşçıyı andırıyor. Ersan'ın çenesini dağıtması, Oğuzhan'ın ise ayağını parçalaması işten değildi. F.Bahçe'de oynadığı için kollandığı aşikar, bu ligde başka forma giyiyor olsa üç maçta bir kırmızı görür, kaçardı. Doğru yere gelmiş, bunun farkında!

HOŞGELDiN ERMAN HOCA
FOTOMAÇ yıllardır spor gazeteleri arasındaki yarışı ilk sırada götürüyor. Bunun sebebi her düşüncenin bu sayfalarda yer alması, güçlü yazar kadrosu, dinamik haberciliği ve tabii ki rakipsiz iddaa ekibi. Genel Yayın Yönetmenimiz sevgili kardeşim Zeki Uzundurukan doğru bir hamleyle Erman hocayı da grubumuza kazandırdı. Güçlü kadro daha da güçlendi. Dobralığı ile bildiğimiz Erman hocaya gönülden "hoş geldin" diyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor