Beşiktaş bu duruma nasıl geldi?
Beşiktaş'ın kulüp içi demokrasisi, Onursal Başkanımız Süleyman Seba'nın görevi bırakmasının ardından büyük darbe yedi. 2000 yılındaki Beşiktaş kongresinde Hasan Arat ile Serdar Bilgili arasında yaşanan başkanlık seçiminde bariz usulsüzlükler yaşanmıştı. Orada büyük çoğunluğu başka takımları tutan kişilerin kulübe üye yapılması ve haksız rekabet sonunda da yönetimin alınması, Beşiktaş için kötü günlerin başlangıcı oldu. Seba'nın görevi bırakışından bugüne kadar yaşanan süreçte bu usulsüzlükler bir gelenek haline geldi. Gücü ve iktidarı elinde tutmak için yapılan çirkinlikler zirveye ulaştı. Hatta o kadar ileri gidildi ki; Süleyman Seba ekolünden gelen Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz doğruları söyleyip gerçek borçların açıkladığı için kötü adam ilan edildi. Karadeniz'in divan başkanlığı elinden alınırken, mahkemeyi kazanmasına rağmen göreve geri iade edilmedi ve kınama cezasıyla kulüp içi hak ve özgürlüğü elinden alındı. Yine Seba ekolünden gelen Şeref Nasır da aynı akıbete uğradı. Kulübe büyük maddi-manevi destekler veren insanların kongre üyeliği haksız kararlarla iptal edildi. Birçok idealist kongre üyelerine de sorgusuz sualsiz cezalar verildi. Bütün bu hukuksuz kararlar alınırken, bilhassa Disiplin Kurulu başkanı emekli savcı bu konularda başkana yandaşlık yapıp haksız kararlara destek oldu. Ve tabii sağduyulu birçok Beşiktaş'ın akil insanı kulübün ekonomisinin uçuruma gittiğini söylediği zaman da maalesef denetleme kurulundan da hiçbir yaptırım olmadığı gibi sanki yönetim kurulunun bir organıymış gibi hareket etti. İşte Beşiktaş bu duruma böyle geldi. Şimdi haklarında çeşitli şaibeler olan bazı eski yöneticiler, "Ne olacak 5 bin üyenin aidatı yatırılmışsa, ne olacak diğer kulübün taraftarları varmış" gibi söylemlerle sanki bir şeylerin üstünü mü örtmek istiyorlar? Peki şöyle bakalım... Diyelim ki; hiçbir usulsüzlük ve yolsuzluk yapmadınız, peki size emanet edilen 117 yıllık kulübü bu kadar borca sokarken hiç mi yüreğiniz sızlamadı mı? Son aldığınız kredi tam bir soru işaretti. Ve son dönemimizdeki kısa bir zaman diliminde bilançolarda kulübün tam 350 milyon TL zarar ettiği belirtiliyor. Bunun hiç bedeli olmayacak mı? Sizler böyle saçma sapan söylemlerle en azından bu görev zararını kapatmaya çalışmayın. Bakın, Trabzonspor eski başkanı Muharrem Usta ve Malatyaspor eski Başkanı Hikmet Tanrıverdi görev zararını maddi olarak karşıladı. Şimdi sizlerden beklenti; bu konuda bir açıklama yapın ve bu asırlık çınara hesap verin. Beyler bu zararı mutlaka kapatın. Yoksa bunun hesabını mutlaka sorulacak. Buna da hazırlıklı olun.
KARTAL'I ÇOK ÖZLEDİK
Virüs yüzünden ülkemiz ve dünyamız zor günler atlatıyor. Futbolu ve Beşiktaş'ı çok ama çok özledim. Umarım en kısa zamanda bu çağın belasından kurtulur ve hayata kaldığımız yerden devam eder, Beşiktaş'ı yeniden seyretme keyfini yaşarız. Beşiktaş'ta bugünlerde gündem transfer.
Yönetim Kurulu ve teknik direktör Sergen Yalçın lige verilen bu arada gelecek sezonun yapılanmasıyla uğraşıyor. Beşiktaş'ın tabii ki de transfere ihtiyacı var. Bu kadro yetersiz ve bu kadronun kalite sorunu var. Öncelikle de kaleci transferinde. Siyahbeyazlı takımda genç kaleciler Ersin Destanoğlu ve Utku Yuvakuran'ın gelecekte çok iyi olacağını düşünüyorum. İkisinin de kumaşı iyi ama onların önlerine iyi bir eldiven şart. Bu kaleci Samsunspor'un genç kalecisi Nurullah Arslan... Beşiktaş Nurullah'ı transfer ederse uzun yıllar kaleci sıkıntısı çekmez. Benden söylemesi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.