Lütfen ‘Mali Kongre’ye gelin
Beşiktaş'taki faal yöneticilik dönemim bittikten sonra, gazetem FOTOMAÇ'ta şöyle bir açıklama yapıp; "Artık Beşiktaş'ta ne başkan, ne de yönetici adayı olmayacağım" demiştim. Herkes bilsin, bu sözümün arkasındayım.
Artık futboldaki misyonumu, bilgilerimi, yazılı ve görsel medyada sizlere sunacağım.
Önümüzdeki pazar günü Beşiktaş'ın mali genel kurulu var. Son aldığım bildiğim bilgilere göre BJK'nin 33 bine yakın kongre üyesi var. Ama maalesef mali kongreye gelen üye sayısı bin ile 2 bin arasında...
Lütfen bu çok önemli kongreye tüm Beşiktaş kongre üyeleri gelmeye çalışsın.
Divan Kurulu başkanlığı ve yönetim, mali kongrelerde sadece 10 kişiye konuşma hakkı veriyor. Bu kişiler de yönetimin icraatlerını beğenenler oluyor. Son yapılan G.Saray Mali Kongresi'nde Divan Kurulu'na müracaat eden bütün konuşmacılara söz verildi ve konuşma süresi kısıtlanmadı.
Gecenin geç saatlerine kadar kongre sürerken GS TV'de kongreyi sansürsüz canlı olarak verdi. Son yıllarda BJK TV maalesef mali kongreyi canlı olarak vermiyor.
Acaba Beşiktaş'ın ekonomisi, mali durumu niçin kamuoyuna açıklanmıyor?
Sizlere yıllarca yalnız Beşiktaş'ın değil Türk Futbol ekonomisinin hiç de iyi olmadığını yazıp, söyledim.
Ama maalesef; birçok kulübün borçları aldı başını gitti.
En son Yıldırım Demirören'in futbol şurasında dediği gibi kulüplerin borcu 8 milyar TL'yi aştı. Yalnız 4 büyük kulübün borcu 4 milyarın üzerinde. Ve her yıl 4 büyük kulüp yılda 1 milyar TL zarar ediyor. Maalesef tasfiye edilemeyecek bu borçlar için ne yapılması gerekir diye en ufak bir öneri yok!
Nasıl ödenecek?
Beşiktaş'ın yaş ortalaması 33 civarında. Bilhassa son iki yılda yapılan transferler bir futbol adamı olarak beni çok rahatsız etti. Altyapıdaki üretkenlik sıfır! Beşiktaş kulübü kiralık oyuncu alıp, bunları parlatıp esas kulüplerine para kazandıran kulüp haline geldi.
Yönetimin resmi açıkladığı borç; 1 milyar 912 milyon TL.
Son iki senede kulübün borcu 734 milyon TL artmış.
Yine son iki yılda 661 milyon TL gelir elde edilmiş. Cenk, Atınç, Demba Ba transferlerinden de önemli çapta gelir elde edilmiş. İki şampiyonluktan 202 milyon TL, iki Şampiyonlar Ligi katılımından hemen hemen 350 milyon TL gelir elde edilmiş.
Şimdi bu gelirlere rağmen borcun bu kadar artması inanılır gibi değil. Defalarca uyardım yazılarımda; "Başkan bu borçlar nedir, nasıl ödenecek?" diye... Kapı duvar!
İnanın akil Beşiktaşlılar bu konuyu aralarında konuşuyorlar.
Mesela diyorlar ki 100'ün üzerinden seyahat edilen özel uçak paralarını kim ödedi? Stadın maliyeti ile ilgili çeşitli söylentiler var.
Devletin yaptığı statlarla Vodafone Park arasındaki maliyet farkları herkesin dilinde!
Şenol Güneş farkı
Neyse daha sayfalarca yazabiliriz. İşte bu konuların yılda bir kere konuşulacağı yer mali kongremiz. Eğer konuşmacıları sınırlamazlarsa bu konular mali kongrede gündeme getirilecek.
Tüm bu ekonomik kriz içindeyken Beşiktaş'ı iki yıl üst üstte şampiyon yapan ve bu yılda son dakikaya kadar şampiyonluğu kovalayan ve Türkiye Kupası'ndan haksız yere ihraç edilen Beşiktaş'ın başarısında en büyük mimar Şenol Güneş'tir. Kendisini ve ekibini tebrik ediyorum.
Zaten Beşiktaş taraftarı da son maçta da Güneş'e hak ettiği sevgiyi gösterdi.
Ah bir de transfer dönemlerinde Şenol Hoca'nın istediği futbolcular alınabilseydi. İki yıl değil şampiyonluklar daha uzun yıllar sürerdi.
Beşiktaş kongre üyeleri mali kongreye gelin. Konuşun, araştırın... Kulübün tüm gerçekleriyle ilgili kesin bilgileriniz olsun. Ben sizi uyarıyorum;
Beşiktaş iyiye gitmiyor.
Kalbim her zaman Altay'la
İzmir'in parlak yıldızı Büyük Altay zoru başardı ve 1. Lige döndü.
Başka kulüp başkanı Özgür Ekmekçioğlu olmak üzere tüm Altay camiasını kutlarım.
Umarım en kısa zamanda Altay'ı Süper Lig'de görürüm.
Altay camiasında çok dostum var. Keşke İzmir'de olsaydım da maçtan sonra sevgili dostum Kemal Zorlu'ya şöyle bir sarılıp, Mahmut Özgener, Mustafa Denizli, unutulmaz spiker ve gazeteci Çetin Esen Kaftan'ın oğlu Erce Kaftan'ın sevinçlerine ortak olabilseydim.
Soma faciasından sonra Somaspor'a başkan olmuştum.
Rakiplerimizden biri de Atillaspor, başkanı da Özgür Ekmekçioğlu'ydu.
İzmir'deki ilk maçımızda Özgür bizi muhteşem bir şekilde ağırlamış, bana da saygılarını sunmuştu.
İki takım da iddiasını sezon sonuna kadar sürdürdü.
İkinci maçta da biz de Sayın başkan ekibini Soma'da hak ettikleri gibi ağırlamıştık. 3 bin kişilik Soma Stadı'nı 10 bin kişiye çıkarmamıza rağmen stat tamamen doluydu. Maç 1-1 durumdayken uzatma dakikalarında gol atıp Atillaspor'u 2-1 yenmiştik. Soma seyircisi büyük acısını unutup sahaya inip sevinmişti.
Maçtan sonra Özgür kardeşimle uzun uzadıya konuşmuştuk.
O gün, onun Türk futboluna büyük hizmetler vereceğini anlamıştım. Nitekim Özgür kardeşim, ertesi sene Altay'a başkan oldu. Maddi sıkıntı çeken tüm kulüplerde olduğu gibi Altay'da da mali sıkıntı vardı. Özgür elini taşın altına sokup camiayı ayağa kaldırdı. Cumartesi günü şampiyonluk sonrası yaptığı ilk demecini çok beğendim; "Sportif başarı önemli ama kulübün mali durumuna çok dikkat edeceğiz" dedi. Özgür kardeşim sana sonuna kadar inanıyorum, Altay'ı çok güzel yerlere getireceksin. Kalbim her zaman Altay ve seninle.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.