Telafisi var
Öncelikle şunu belirtmek gerekir.
Beşiktaş'a Şampiyonlar Ligi çok yakışıyor. Semtte 7 sene süren Şampiyonluk hasretinin bitmesi her şeyden önemliydi. Umarım Beşiktaş artık Şampiyonlar Ligi'nde kalıcı olur.
Maçtan önce futbol otoriteleriyle yaptığım değerlendirmelerde Şenol Güneş'in dün çıkardığı ilk 11'i işaret etmişlerdi.
Güneş dün çok doğru, enerjik ve kazanmaya inanmış bir 11'le sahaya çıktı.
Atiba'nın yanına Tolgay, Siyah-Beyazlı takıma büyük hava kattı. Tolgay hem savunmada iyiydi hem de müthiş paslarıyla ofansa büyük renk getirdi. Beşiktaş'ın ilk 45 dakikadaki müthiş bir baskısı, hepimize keyif verdi. Hele hele Quaresma nefis bir futbol resitalini bir de nefis frikik golüyle süsleyince puan kaybı aklımızın ucundan bile geçmiyordu. Quaresma'nın attığı gol belli ki antrenmanlarda çalışılmıştı. Herkes Talisca'nın vuruş beklerken Q7, belli ki Şenol Güneş'in müthiş taktiğiyle Beşiktaşlıları mest eden gole imza atıyordu.
Beşiktaş'ta Quaresma ile birlikte Tosic müthiş performansıyla alkışı alan isim olarak dikkat çekiyordu. Dün sahanın en kötüsü ise sol kanatta oldukça sırıtan Adriano'ydu.
Böylesine tecrübeli oyuncunun bu kadar kötü oynamasına gerçekten hayret ettim.
HAKEM YAKTI
Maçın kırılma anlarından biri Kiev'in attığı golden hemen önce Talisca'nın ceza sahası içinde düşürülmesine verilmeyen penaltıydı. Hakem Zwayer, Beşiktaş'ın penaltısını vermeyip maçın kaderini belirledi.
Beşiktaş kazansaydı yolu yarılamış olacaktı.
Ancak bu kayıp iki puana fazla kafayı takmamak gerekir. Bunun telafisi var!
Dünkü mücadelede Beşiktaş'ın 18 kişilik kadrosunda altyapıdan sadece Necip Uysal vardı.
Yedek kulübesine özkaynaktan oyuncuyu zar-zor buluyoruz ama topu ağlarımıza gönderen rakip oyuncu; henüz 18 yaşındaki Tsigankov'du!
Futbolumuzun bu kanayan yarası ne zaman durdurulacak bilemiyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.