Good Morning

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalara çok şaşırdım, çok üzüldüm ve çok sevindim...
Demirören kulüplerin; yöneticilerin kötü yönetimi ve aşırı borçlanması yüzünden batma noktasında olduğunu, bu kötü durumdan tesisleşme ve altyapıya yönelerek çıkabileceğini söyledi. Şaşırdım; çünkü yanında yöneticilik yaparken kendisini gereksiz transferler, aşırı borçlanma ve altyapıya önem vermediğim için eleştirmiş ve bu yüzden onunla ters düşmüştüm. Üzüldüm, keşke Beşiktaş ve Türk futbolunun toplam 12 yıldır başında olan Demirören bu tabloyu daha erken görebilseydi de, Beşiktaş ve Türk futbolu bu kadar uzun süre kayıp yıllar yaşamasaydı!
Sevindim; çünkü umutlandım.
Futbolun başındaki kişi bunları söylüyorsa Türkiye'de yanlış giden sistemin değişmesi adına umutlandım, mutlu oldum.
O zaman "Good morning" diyorum kendisine... Günaydın Demirören...
Burada Demirören ve onun tarzındaki yöneticilerin hatalarını yazarak satırları meşgul etmek istemiyorum ama Beşiktaş onun başkanlık yaptığı 8 yılda tam 83 futbolcu transfer etmiş ve siyah-beyazlı kulüp onun dönemindeki borç miktarını 500 milyon lira artırmış.

Görevden kaçmak yok
Ancak hatasını anlamak ve bunu gidermek de bir erdemliktir. Ben sayın başkanın bu sözlerinin milat olmasını diliyorum.
Bakın; altyapıya önem veren Almanya, İspanya, Belçika gibi ülkeler futbolda önemli atılımlar yapıyor.
Yurtdışında yetişen Türk futbolcularımız dünyanın önde gelen kulüplerinde forma giyerken Anadolu toprağından çıkan yeteneki gençlerimiz neden aynı başarıyı göstermesin.
İşte bakın Altınordu, Seyit Mehmet Özkan başkanlığında Türk gençlerine yatırım yaptı ve kısa zamanda başarılar gelmeye başladı.
Bugün 19 yaşında yaşında Milli Takıma seçilen Çağlar Söyüncü'nün, dünyaca ünlü kulüpler tarafından transfer edilmek istenmesi; Özkan ve ekibinin ne kadar doğru yolda olduğunu gösterir.
Geçmişe dönüp bakıp karamsar olmaya gerek yok. Futbolun akil adamları bir araya gelmeli ve Türk futbolu için hep birlikte bir yol haritası çizmeli.
Yeter ki isteyelim.
Ve artık, kulüplerimizin ve Türk gençlerinin önünü başarıya açalım.