Yazık oluyor benim ülkeme
Geçen haftaki yazıma "Yazık olacak benim ülkeme" cümlesiyle son vermiştim.
Ülkemizde uzun yıllar üst seviyelerde futbol oynayarak hizmet vermiş yeteneklerimizi kolay yok ediyoruz. Onlar ki, gelecekte futbolumuza yön veren isimler olarak futbolun tarih sayfalarında yer almalıdır.
Futbolun içerisinde yıldız olmuş, Milli takımlarında ülkelerini temsil etmiş oyuncular, acaba Avrupa'da ve diğer ülkelerde neler yapıyorlar diyerek bir araştırma yaptım. Sonuçlara baktığımda farkı gördüm.
Almanya'da Franz Beckenbauer, İngiltere'de Trevor Brooking, İspanya'da Fernando Hierro, Fransa'da Michel Platini.
Bu isimlerin ortak özellikleri ise kulüplerinde küçük yaşta başkanlığın, yöneticiliğin, sağlık ekibinin, taraftarın, yıldız olmanın, yetenekli olmanın, yetenekli olmamanın ve son olarak antrenörün görevlerini erken yaşta öğrenerek; kendilerini o mevkilerde görev yapan kişiler gibi geliştirerek yetiştirmeleri. İşte bu yüzden; dünya bizi değil de onları konuşuyor!
Önlerini kapatıyoruz
Ülke federasyonları yalnızca belirli isimleri değil, herkesi eşit kucaklayıp, eğitiyor.
Biz ise maalesef yok etmeye erken yaşlarda başlıyoruz. Avrupa'nın çeşitli futbol federasyonlarında oyuncular 18 yaşında, 'antrenör eğitimine' başlıyorlar. İleride antrenörlükte başarılı olmaları için yetişiyorlar ve bu süreçte kulüplerinin alt yapılarındaki genç oyunculara eğitim vererek değerlendiriyorlar.
Türkiye'de son TFF kararı ile; kişiler futbol oynadıkları süresinde hiç bir TFF kursuna katılamazlar.
Bu nasıl bir karar, anlamak mümkün değil! Futbolun ileri ülkeleri, teknik direktör ve futbol adamlarını ihraç ediyorlar.
Biz ise ancak Şenes Erzik ve Fatih Terim ile övünmeye uzun yıllardır devam ederiz!
Dünya markası olmalıyız
Buradan haykırarak futbol adamlarına sesleniyorum, lütfen ülkemizin değerlerine erken yaşlarda sahip çıkalım. Onları eğitsek, bizim evlatlarımız da Avrupa'daki futbolcular gibi 'dünya markası' olurlar.
Sizlere soruyorum ne eksikleri var; Rüştü Reçber, Bülent Korkmaz, Ümit Özat, Ünal Karaman, Mehmet Özdilek, Mehmet Ekşi, Yusuf Şimşek, Mehmet Oğuz, Ersoy Sandalcı, Güngör Şahinkaya, Metin Tekin, Bülent Ünder, Şenol Çorlu, Rasim Kara, Müjdat Yetkiner, KemalYıldırım gibi isimlerin...
Bu listeyi daha da uzatabiliriz.
Bu arada bir tebrik de Mehmet Seyit Özkan'a.. Dün Yeni Asır Gazetesi'nde Altınordu A.Ş'nin yönetim kurulu başkanı Seyit Özkan'ın röportajını okudum.
Özkan, Altınordu'da sadece Türk futbolcuların forma giyeceğini vurgulayarak, gelecekte Türk gençleriyle büyük başarıları hedeflediklerini belirtiyor. Kendisini bir kez daha alkışlıyorum. İzmir'in Altınordu'sunu Süper Lig'de görmek arzusuyla.
Gelin, yeni nesil futbolcularına sahip çıkalım.
Yazık olmasın benim ülkeme!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.