Sırat köprüsü
Galatasaray sezona favori olarak başladı diyemeyiz.
Keza Şampiyonlar Ligi dahil üç kulvarda mücadele edecek bir takımın futbolcu rotasyonu için hayli hayati eksikler vardı.
Sezonun kırılma maçı ligin ilk yarısındaki Fenerbahçe derbisiydi.
Sarı- kırmızılılar bu karşılaşmayı 2-0 öne geçtikten sonra üç puanla tamamlamayı başarabilseydi hem iki puan daha fazla almış olacaktı hem de kamyonla gelen cezalardan dolayı ağır bedeller ödemeyecekti.
Galatasaray'ın çok zor şartlarda şampiyon olduğunu kabul etmek zorundayız. Devre arasında yapılan transferler aslında çok da büyük etki yaratmadı.
Fatih hoca sadece bir futbol takımını sevk ve idare etmedi, 114 yıllık bir camiayı bir hedefe kilitlemeyi de başardı. Diğer takımlarda belki Galatasaray'daki gibi futbolcular vardı ama Fatih Terim gibi bir lider yoktu.
Sezonu -şimdilik- iki kupayla tamamlayan Galatasaray için geçen sezonun Şampiyonlar Ligi deneyimi kimsenin ağzında hoş bir tat bırakmadı.
Önümüzdeki sezon mali açıdan da nispeten toparlanmış kulübün kritik hamlelerle Galatasaray'ı Şampiyonlar Ligi'nde mart ayını görecek şekilde kurgulaması bence bir zorunluluk.
Şampiyonluk sayısında ezeli rakiplerine ciddi fark atmış bir Galatasaray'ın yeni sezonda tek bir mottosu olmalı: O da Avrupa'da başarı. Transferde ise öncelikli mevki orta saha olmalı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.