Kazanma odaklı
Fenerbahçe, Vitor Pereira ile beraber hazırlık maçlarından itibaren 3-4-2-1 formasyonuyla başladı. Bu sistemin adaptasyonu için oynanan hazırlık maçlarında çok olumlu sinyaller vermemişti. Nitekim Adana Demirspor maçında da bu net bir şekilde görüldü. Savunma, orta saha ve hücum hattında oyuncuların saha içi bir bütünlükle hareket etmediği de görüldü. Bu kompakt şeklinde oynanmayan oyun daha çok bireysel oyuncu performansı ve doğaçlama oynanan oyunun sonucunda çıkacak performansla günü kurtaran anlayış ortaya çıktı. Bölgeler arasındaki oyuncuların bu dizilişle ilgili oyuncu profil eksikliği, top kaybedildikten sonraki çok geniş alanda yakalanılması, ön alan baskısı yapılmaması, Gustavo ve Zajc'ın birbirini tamamlayamaması, Mesut ve İrfan'ın hep ayağına top istemesi, savunma arkası koşu yapmayışları, Samatta'nın yetersizliği, hücumdaki kombinasyon eksikliği, Samuel haricinde atletizmi açık alana çıkacak, hızlı, koşucu ve driplingçi oyuncu eksikliği, sol kenarda Ferdi'nin vasatlığı saha içindeki oyun dengesizliğinin en temel sebebiydi.
Fenerbahçe'nin bu oyunla, bu oyuncu kadrosuyla ve en önemlisi de bu 3'lü dizilişle sezon sonunu sürdürebilir bir oyun ortaya çıkarması ve bunu da taşıması çok zor görünüyor. İkinci yarı özellikle baskı yedikleri saha içinde takıma konuşacak, Adana Demir'in oyunun momentumunu yakaladığı dakikalarda temposunu düşürecek oyuncu eksikliği de var. Bu da zaten rakip baskısının oyunun ciddi bölümlerinde kontrol edememesine ve pozisyon vermesine neden oldu sarılacivertlilerin. Bunun en temel nedeni de saha içinde oyun içinde yapısal bozukluklar olduğu gibi iletişim, saha içi lideri olmaması bu olumsuz tablonun en önemli etkenleriydi. Fenerbahçe, ligin ilk maçında Adana'da önemli bir 3 puan kazandı. Ancak bu sarı-lacivertlileri yanıltmamalı. Bir an önce eksiklerini gidermeli. Moral- motivasyon açısından alınan galibiyet önemliydi. Sonuçta sarı-lacivertliler oyun odaklı değil 'kazanma odaklı' bir oyun oynayarak galip gelmesini bildi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.