Sabır!
Fenerbahçe beklenenden iyi bir şekilde oyun başlangıcı yaptı Trabzonspor karşısında. Hem saha içinde takım bütünlüğüyle hareket ederek, topa sahip olup, pas akışını ve temposunu iyi ayarladılar. Özellikle Pelkas sayesinde çizgide orta sahaya girmesi, Gökhan'ın da yeri geldiğinde iç koridoru kullanıp, orta sahaya gelip üçlü bir savunma gibi, Szalai, Tisserand, Serdar'la oynaması, buna Samuel de pas opsiyonlarına yanaşınca, orta sahada altılı bir pas trafiği oluştu. Bu da sayısal olarak hem fazlalığı ve alanların da daha rahat açılmasını da sağladı.
Topun kaptırıldığı yerde de özellikle ilk 40 dakikalık bölümde, iyi bir bölgesel baskılar getirdi sarı-lacivertliler.
Trabzonspor, 40.dakikadan sonra F.Bahçe'nin özellikle orta sahası oyundan düşünce son 5 dakikalık bölümde daha etkili olmaya başladı.
İkinci yarıda F.Bahçe yorulan orta saha oyuncularıyla, ilk yarıdaki yüksek enerjiyle de oyuna başlamadı.
Trabzonspor burada daha öne çabuk gitti. İlk yarıda bulamadığı daha rahat F.Bahçe savunma ve orta sahası arasında topla buluştu. Ama burada da gününde olmayan Nwakaeme, Ekuban, Djaniny gibi hücum oyuncuları aynı zamanda da çok gereksiz topla oynayarak, bireysel oyunu da seçince arkadaşlarına pas opsiyonlarını da kullanmayınca, hücumda bordomavililer adına etkisiz görülen saha görüntüsü ortaya çıktı.
F.Bahçe'nin özellikle oyuna iyi hükmettiği ilk yarıda, zaman zaman da ikinci yarıda net gollük fırsatlarını Uğurcan'ın gününde olması ve yeteneğiyle de bu vuruşları da önlediği gibi, F.Bahçe'nin devre arası golcü bir santrfor alamama eksikliği de son vuruşlarda ortaya çıkmış oldu.
Trabzonspor'u özellikle bu başarılı çıkış grafiğinde en önemli unsurlardan biri, saha içinde yüksek enerjiyle, coşkuyla ve hücum bölgesindeki oyuncuların bire bir adam eksiltip sorumluluk alıp, günlükanlık performanslarıyla da tabelayı değiştirmesi en büyük etkendi.
F.Bahçe karşısında bu en önemli oyun unsurlarından da eksik kalınca ancak 1-0 geriye düştükten sonra pozisyon buldular. Ama maçın genelinde istenen performansı veremeseler de Trabzonspor'un bu başarılı gidişatıyla öyle final maçları oynaması bile Abdullah Avcı ve öğrencileri tebriği fazlasıyla hak ediyorlar.
F.Bahçe sezon başından beri yapılan en iyi iki transferden biri olan Pelkas, özellikle Mesut çıktıktan sonra sol çizgi yerine gerçek yeri olan santrfor arkasındaki serbest oyuncu kimliğine bürününce, aldığı sorumlulukla ve becerisiyle de F.Bahçe'nin bu kriz ortamında altın değerinde bir üç puan almasının baş mimarıydı.
Erol hocanın özellikle ikinci yarı yaptığı hem oyuncu değişiklikleri hem Novak'tan sonra da formasyon değişiklikleri, çok doğruydu.
F.Bahçe'nin elindeki kadro, daha iyi oyunlar oynayacağını da (özellikle ilk devre) tüm futbol kamuoyuna göstermiş oldu. Eldeki kadrodan daha farklı, daha güçlü, hücum ve savunmadan da oyunlar, Erol hoca bundan sonraki süreçte çıkartmalı.
Hafta içi Erol hocayla ilgili görsel ve yazılı basında hatta sosyal medyada da çok aşırı bir şekilde, bana göre de haksız yere çok eleştiriler oldu.
Ve de çok yalnız bırakıldı. Hocanın bunlara karşı herhangi bir söylemi olmadı. Bütün hafta işine konsantre olup, sahaya odaklandı, "Nasıl Trabzon deplasmanından galibiyetle gerilim" diye. Ve de bunu başarıyla gerçekleştirdi.
SABIR: "BEKLEME YETENEĞİ DEĞİL,
BEKLERKEN İYİ BİR TAVIR SERGİLEME
BECERİSİDİR".
Erol hocanın da acımasızca eleştirenlere karşı, tüm hafta boyunca yaptığı da buydu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.