Siyah ile beyaz!
Beşiktaş geçen haftaki Galatasaray galibiyetinin getirdiği moral, motivasyon ve özgüvenle Antalyaspor deplasmanına gitti. İlk yarıdaki oyun hareketliliği, yaratılan boş alanlar ve plan olarak direkt kaleye gidebilecek hücumlarla Beşiktaş, 2-0'dan daha farklı bir skorla soyunma odasına gidebilir, maçı ilk 45'te bitirebilirdi.
Beşiktaş; iyi mücadele, iyi yardımlaşma ve oyuncuların oyuna akıl koyması açısından başarılıydı.
***
Antalya'nın ilk yarıdaki görünümüyle 'Nasıl olsa kazandık' havasına giren Beşiktaş, 2. yarıda rakibin baskısına çözüm üretemedi.Hücuma top taşıyamayan, geriye ve yana oynayan bir görüntü ortaya koydu siyah-beyazlılar. Bu arada Antalyaspor'un golü gelirken, sahada baskı altında çok rahat çözülen bir Beşiktaş takımı vardı.
Hücumcuların topu tutamaması ve takımın ileri çıkamaması Beşiktaş adına en büyük handikaptı.
Beşiktaş'ta ilk ve ikinci yarı arasında siyah ile beyaz kadar fark vardı.
İlk yarı ile ikinci yarı arasındaki bu farklılık sezon başından beri istenilen puanların alınamamasından kaynaklandı. Beşiktaş'ta golü yedikten sonra da 2-1'i koruma telaşı ve paniği yaşayan bir takım görüntüsü hakimdi.
***
Lens'in geldiğinden beri hiçbir katkısının olmaması, Adem Ljajic'in formsuzluğunun devam etmesi, Diaby'nin zaman zaman saha içinde fark yaratması, Umut Nayir'in iyi niyeti ama kalite eksikliği ister istemez Beşiktaş'ın hücum organizasyonlarını olumsuz etkiliyor.
Zaten ilk yarıda bu farkı ortaya koyan oyuncular olsaydı Beşiktaş maçı ilk 45'te bitirirdi.
Abdullah Avcı'nın ilk yarı ile ikinci yarı arasında çıkarabileceği çok büyük dersler var. Sakat oyuncular döndükten sonra, eğer Antalyaspor maçının ilk 45 dakikasındaki olumlu görüntü 90 dakikaya yayılabilirse Beşiktaş sezon sonuna kadar bu yarışın içinde olabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
