Eski Kiracı
Beş maçta on beş gol atmış fakat henüz ne oynadığı belli olmayan bir Fenerbahçe var. Hepimiz üçlü savunmayı konuşuyoruz da, onun dışında organize hiç bir eylem yok. Oyuncular bile hangi mevkide, ne oynadıklarını bilmiyorlar.
Karambol futbolu devam ediyor.
Ne bir hücum geçişi ne bir alan savunması uygulanıyor. Mahalle maçı gibi… Şu an için Türkiye liglerinin marka ve piyasa değeri olarak en güçlü kadrosuna sahip olmasına rağmen, ortada baskın bir futbol yok. Hele top rakibe geçince iş tamamen kargaşaya dönüyor.
Eğer rakip planlı gelebiliyorsa, zaten dolaysız bir biçimde Altay ile karşılaşıyorlar. Savunma yapmayı bilmeyen bir Fenerbahçe takımı var.
Ben beş maçın dördünü izledim.
Üstüne koyan bir oyun henüz görmedim. Maça heyecan katarak başlıyorlar. Tempoluymuş gibi görünüyorlar ama rüzgarın yönü bir anda değişebiliyor.
Teknik adam yeni geldi, oyuncuları tanımaya çalışıyor diyoruz.
Tamam… Bekleyelim ama ezberi değiştirmek veya yeni bir şey ezberletmek öyle kolay değil. Biz kadroyu şimdilik hocadan daha iyi tanıyoruz. Bu ülkede oynanan futbol ve elindeki mevcut oyuncu yapına göre, denenen sistem bizim Fenerbahçe'mize uymaz. Üst düzey kanat oyuncuları, kolay skor üreten net bir santraforu yokken;
Fenerbahçe üçlü savunmayla oynayamaz, oynamamalı… Pereira'nın bazı oyuncuların aklına, bazılarının ise kalbine girdiği aşikar. Kendi felsefesini onlara aktarmaya çalışıyor. Hocayı çok enerjik ve arzulu görüyorum. Laf aramızda benim de kanım ısındı gibi.
Lakin insan göründüğünden değil sakladığından ibarettir. Bunu da cebimde taşıyorum.
Geniş kadro büyük bir servetmiş gibi görünse de, aslında kafa karıştırıyor. Aynı tarzda, aynı mevkinin oyuncularından ihtiyaçtan fazla olması; tercih konusunda adamı tereddütte bırakıyor. Gözden çıkarılanların ilk kafile yol almıştı zaten. Çarşamba günü oynanacak Kiev maçını, geride kalan bir ayın sınavı olarak görüyorum. Hem oyuncu tercihleri hem de sistem konusunda karar almada daha da belirleyici olacak.
Pereira'nın sistemde inat etmemesini umut ediyorum.
Yanında ona fikir verebilecek bir Türk futbol adamı arkadaşımız varsa da; Sivasspor'un, Alanyaspor'un, Hatayspor'un nasıl top oynadığını detaylı bir şekilde anlatması temennisinde bulunuyorum. Pereira Türkiye'den giderken, belki de sadece "Dört Büyükler" aklında kalmıştır…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.