Beşiktaş'ın en güçlü rakibi!
Haftalar eridikçe ligin ateşi yükselmekte.
Ateşin yükselişiyle birlikte nabızlar da hızlı atmaya başladı.
Bu tabloyu ligin tepesinde ve alt bölümlerinde daha çok görebiliyoruz.
Zirve yolunda Beşiktaş, atbaşı koştuğu rakiplerinden kopmamak için giderek temposunu yükseltmekte. Bu tempoyu haftalar ilerledikçe daha bir artıracağı kuşkusuz. Zaten başka çaresi yok! Aksi durumda rakiplerinin arkasından nal toplar! Sivas'ta bunun işaretleri geldi..
Ancak yorgundu. Hoş görülmeli!
Siyah-beyazlı takım, bu haftalara genç, dinamik, çok koşan, çalışan kadrosunun tempolu oyunuyla geldi.
Kendisi için en büyük engel; rakiplerinden; aşırı tüketilen enerji kaybından kaynaklanan yorgunluk ile sakatlıklar ve kart cezalarıdır! Kör-topal da olsa bu günlere iyi geldi.
Kartal'ı bugünlere uçuran; kaliteli oyuncularıdır. Demba Ba, Cenk Tosun, Kerim Frei, Oğuzhan, Olcay, Sosa, Gökhan Töre, Mustafa Pektemek rakip savunmanın dengesini bozan saldırgan oyunlarıyla öne çıkarken bu baskılı oyununa yeni transfer Opare de eklendi. Opare, kan atlardan bindirmeleri ve saldırganlığıyla "Aradığınız ilaç benim" mesajı verdi. Opare, Hilbert'ten sonra Beşiktaş'a gelen en iyi bek oyuncusu.
Hem de iki kanatta birden!
Baskı kabul görmeli
Bilic'in gözünde genelde "ikinci adam" gibi duran bir oyuncu var: Kerim Frei. Bu oyuncu, nedense "banko birinci adam" olamıyor. Bir kez oldu, başarılı değildi. Bilic, kemendi attı, oyundan aldı!
Oysa Kerim Frei, takımı ateşleyen, rakip savunmayı dağıtan, dengesini bozan, çabuk bir oyuncu. Sonradan, yani rakibin yorulduğu son dakikalarda oyuna girdiğinde savunmayı dağıtan oyunuyla Beşiktaş'a yararlı oluyor.
Bir takımın başarısında futbolcuların yetenek ve becerileri kadar teknik direktörün kadro seçimi, taktiği, maç içindeki hamleleri, oyuncu-taktik değişiklikleri önemli.
Tüm bunların yanı sıra maç kazanmanın en önemli faktörü; bir takımın maçı kazanacağını rakibine kabul ettirme psikolojisiyle çökertmektir!
Böyle bir baskı, maç başlamadan kabul ettirilmeliu!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.