Özgüven ve inanmışlık!

Özgüven; bir futbolcunun yeteneklerini sahaya yansıtmasında çok önemli faktördür. Beşiktaşlı futbolcular, yeteneklerinin bilinciyle hünerlerini sahaya yansıtmada sıkıntı çekmiyorlar. Onları engelleyecek en büyük rakip; sakatlıklardır! Siyahbeyazlılar, çok çektiler sakatlıklardan!
Beşiktaş'ın futbol anlayışı; hücum üzerinedir. Çünkü kadro, ağırlıklı olarak hücum oyuncularından oluşuyor.
Demba Ba, Cenk Tosun, Mustafa Pektemek, Gökhan Töre, Sosa, Olcay, Oğuzhan, Kerim Frei'yı rakip yarı alanda sıkça görebiliyoruz. Veli de rakip ceza alanı çevresinde avını bekleyen avcı gibi fırsat kollamakta, bulunca golünü de atabilmekte.
Beşiktaş, kadrosu ve futboluyla farklı bir takım. Bu farklılığıyla şampiyonluğa adaylığını koydu.

Temposunu bozmuyor
Şampiyonluğa oynayacak takımlar için elbette deneyim önemlidir. Ancak, deneyim kadar fizik gücü yüksek takımların mücadelesi yüksek, uzun süreli olur. Beşiktaş, bu açıdan şanslı, avantajlı takımdır..
Yaşlı takımların şampiyonluk şansı azdır. Uzun maratonda enerjileri son metrelerde tükenir! Kaybetmeye mahkumdur!
Genç, enerjik kadrosuyla çok koşan, pas yapan Beşiktaş'ın en büyük sıkıntılarından olan "sahasızlık" ekstra yorgunluğa neden oluyor!
Buna karşın zirvenin ortağı. Bu başarısındaki önemli etkenlerden biri; oyun ritminin, temponun bozulmaması.
Beşiktaş'ın oyun anlayışında; top rakipteyken, toplu halde rakibe baskı yapıp, topa sahip olarak, oyuna kaldığı yerden devam etmesi var.
Futbolculardaki takım olarak gösterdikleri başarıya inanmışlık ve özgüven Beşiktaş'ın en büyük umudu, gücü.
Hemen her maçta gördüğümüz bu özelliğiyle şampiyonluğun güçlü adaylarından oldu. Şampiyon olur mu, olmaz mı bilemeyiz ama herkesin bildiği, gördüğü; Beşiktaş'ın, futbolu en iyi oynadığıdır!