Bitsin artık bu kin!
Beşiktaş'ın, sezonu üçüncülükle bitirmesinin en büyük nedeni; çoğu futbolcunun, siyah-beyazlı kulübün büyüklüğünü algılayamaması ve formanın ağırlığını taşıyamamasıydı!
Beşiktaş'ın futbolunda bir coşku, taraftarını heyecanlandıran oyun göremedik! Bilic'in, takımı havaya sokamaması da başarısızlıkta önemli etkendi.
Şu gerçeğin altını çizmeliyim ki; benim için en büyük hayâl kırıklığı; çok umutlu olduğum, 'yarının büyük yıldızı' diye baktığım 18'lik Muhammed Demirci idi! Ne yazık ki; üstüne hiçbir şey koyamadı, aşama gösteremedi!
Oysa çoğu Beşiktaşlı gibi Bilic de bu büyük yeteneğe güveniyor ve şans veriyordu!
Umarım bir gün
patlama yapar, kendine inananları sevindirir, utandırmaz!
Beşiktaş'ın en verimli ismi Veli Kavlak'tı. Orta sahada çalışkanlığı ve verimliliğiyle alkışlanan Veli gibi orta saha oyuncusu olan Fernandes; futboldan çok, olaylı gece âlemini sevdiği için döküldü, bir diğer hayâl kırıklığı oldu. Şimdi Rusya'da şans arıyor! Hayırlı olsun!
Bilic çorbaya çevirdi
Hayâl kırıklığı değil ama Bilic, inanmadığı için fazla şans vermediği Eneramo, değeri bilinmeyenler grubundaydı! O, şimdi kiralık gittiği ve attığı golle Beşiktaş'ı yaktığı Karabük'te onur mücadelesi veriyor. Eneramo'nun şanssızlığı; Almeida'nın gölgesinde kalmasıydı. Kıymeti gerçekten bilinmeyen, bir başka deyişle; kan davası gibi kin güdülen; çok başarılı bir stoper, sağbek, ön libero oyuncusu olan kaptan İbrahim Toraman'dı!
İyi bir orta saha oyuncusu olan Sezer Öztürk ile kavgasının cezası bu denli ağır ve uzun olmamalıydı! Lig bitti, Bilic ile Önder Özen'in bu iki isme kinleri bitmedi. Öztürk'ün görevini gerçekte bu işin adamı olmayan Oğuzhan'a yükleyen Bilic, orta sahayı çorbaya çevirdi...
Yazıklar olsun!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.