Üç ön libero!
Bir panik, bir telaş! Kızgınlık, öfke! Ortalık bir anda velveleye verildi! Vay efendim, "19'luk Necip varken, 32'lik Mehmet Aurelio'ya ne gerek var? Gencecik çocuğu, yıldızı parlarken söndürecekler." Nasıl da çocukça, dar açıdan bakış. Öncelikle şunun altını çizelim.
Herkese kendini kabul ettiren Necip'in şansını değil Aurelio, hiç kimse yok edemez!
Bir başka gerçeğin de altını çizelim:
Bu sezon Süper Lig, Avrupa ve Türkiye Kupası'nda yaklaşık 45-50 maç yapacak olan Beşiktaş'ın geniş, bol alternatifli kadroya gereksinimi var.
Çünkü bir futbolcunun, bu denli ağır yükü tek başına kaldırmaya fiziksel ve zihinsel gücü yetmez! Motivasyonu, konsantrasyonu dağılır, verimi düşer.
BERND SCHUSTER ZORLANACAK
Ernst, Necip ve Aurelio'nun özellikleri birbirine çok yakın. Üçü de iki yönlü oynayabiliyorlar.
Savunmaya güven, destek verdikleri gibi, rakibe basarak oyununu bozuyor, hücum organizasyonlarında kendilerini gösteriyor, bulduklarında kaleye uzaktan şutlar atıyorlar.
Rakipler arasındaki güç farkı bu sezon aman aman fazla değil.
Başta Beşiktaş olmak üzere büyüklerin en büyük avantajları; Avrupa ve Dünya çapında yıldızlara sahip olmaları.
Güç farkının açık olmaması Schuster'i, pek taraftar olmadığı çift ön libero seçiminde zorlayacaktır. Ernst, Necip, Aurelio üçlüsünden en formda ikili, formayı kapar.
Aurelio'nun avantajı çift pasaportlu olması. Dezavantajı ise dizindeki eski sakatlık ve Necip'in yakaladığı form.
O formunun hızıyla Karabük'teki 4-1'lik galibiyette Mert Nobre'nin ilk golünün başlangıcını yaptı.
O Nobre ki santrfor arayan Bernd Schuster'e "bana güvenin!" der gibiydi!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.