Trabzonspor sınıf atlıyor
Taraftarın gözü ve gönlü ile bu maçı anlatmaya çalışalım.
Hiç şüphe yok ki her iki takımın taraftarları takımlarını beğenmiştir.
Oynanan futbol, yakalanan pozisyonlar değerlendirilememiş olsa da zevkli, çekişmeli, mücadeleliydi.
Trabzonspor ve Kasımpaşa atılan golün dışında ellerine geçirdikleri pozisyonları beceriksizlikle şanssızlık arasında bir zaafla değerlendiremediler.
Oysa bu fırsatlar değerlendirilebilseydi belki de maçın sonucu daha da farklı olurdu.
Fakat neticede Trabzonspor oynadığı oyun kalite farkı kadar bir skorla maçı 1-0 kazanmış oldu. Maçta son 15-20 dakikalık dilimin dışında bordo-mavili ekip Kasımpaşa'ya karşı bir miktar üstün gözüktü.
Şunu Trabzonspor adına eklemek gerekir ki; bundan böyle yapacağı maçlarda daha net ve kolay puan kazanmak istiyor ise özellikle kontrataklarda ceza sahası etrafında ve içerisinde mutlaka çoğalamama zaafını gidermeli. Çoğalmanın yollarını ve yöntemlerini bulup aynı zamanda da sahaya yansıtmayı bilmelidir.
N'doye dikkat çekti
Trabzonspor'un iki maç deplasman galibiyeti takımın hem moralini yükseltmiş hem de bundan böyle rakipleri gözünde kolay lokma olma psikolojisinden zorlu rakip olma sınıfına atlamıştır. Şimdi sol bek oyuncusu Mas'ın attığı golü bir kenara bırakırsak, onların yerinde oynayan Zeki ve Abdulkadir'in bunlardan noksanının ne olduğunu birisi bize anlatsın.
Bunlar görüş kıtlığından boşuna çöpe atılan kulüp kaynakları anlamına gelir.
Olcay'a gelince... Nerede oynadığı, ne yapmak istediği veya görevinin ne olduğunu anlamış değilim. Umarım ileride bu takıma umulan katkıyı yapar.
N'doye ise bu maçta ortaya koyduğu soğukkanlı, prese dayalı mücadeleci oyunu ile dikkatleri üzerine topladı.
Sonuçta takımın kolektif futbola doğru yavaş ve emin adımlarla başlangıç yaptığı fark ediliyor. Mağlubiyete rağmen Kasımpaşa'nın hocası Kemal Özdeş'in takımına hem oyun hem de kondisyon yönünden bir hayli katkı yaptığı da gözlerden kaçmadı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.