Bahar yorgunluğu

Gençlerbirliği gibi her takıma ters gelen bir ekip, geçen hafta Spor Toto Süper Lig'in liderini yerinden eden Trabzonspor'u Trabzon'a bir puan ile gönderdi.
Takımlar birbirine üstünlük kuramadığı için birer puan aldılar. Yani sonuç normal.
Pozisyonu olmayan bir maç atılan karşılıklı iki gol de duran toplardan kazanılan goller olması ile de maçın zevksiz ve kalitesiz oluşunun göstergesi idi.
Trabzonspor forması giyen futbolcular, renklerini yakışır bir şekilde oyunu kurmalı, maça yön vermeli. Beklenen her zaman budur.
Ama dün Gençlerbirliği karşısında adeta rakibinin oyununu bozmaya çabalayan bir görüntü içerisindeydi bordo-mavililer.
Girişim yetersizliği, davranış gevşekliği, kalitesiz paslaşmalar, düzensiz saha paylaşımı dünkü Trabzonspor'un oyun tablosu idi.

Takım olmanın şartı
Bu şartlar altında, ne orta sahada yeterli oyun düzeni, ne açıklardan bir akın ne de maçı sonuçlandıracak yetenekli bir şutör takımda yoktu.
Hatta hava toplarına dahi çıkışlar tam bir amatör futbolcuların davranışları tarzındaydı.
Trabzonspor gibi bir formanın oyuncularının topla oynarken daha bir klas, kendinden emin, üretken ve etkin olması gerekmez miydi?
Bunların hiçbiri olmayınca oyun da sıradan oldu.
Bir takım ki on ayrı ülkeden on ayrı karakter taşırsa buna takım değil ancak suni olarak bir araya gelmiş onbir kişilik grup denir.
Takım olmanın şartlarını buraya sıralamaya kalksak yerimiz yetmez. Bunun da şartlarını zaten teknik bilmesi gerekir.