Halep'e kadar
Ligde son üç maçta sekiz puan kaybeden ve şampiyonluk yarışında lider Sivas'ın dört puan gerisinde kalan Trabzonspor için dünkü karşılaşma bir çıkış maçı hüviyeti içerisindeydi. Ama oynayanlar ve oynatanlar maça iyi konsantre olamadılar. Bu kafayla da hazırlanmaları mümkün değildi. Unutmadan... Sakın bana çok pozisyon bulduğunu ama gol atamadığını söylemeyin. Girilen pozisyonların iş bilgisi, oyun kurgusu ve kendi yeterliliği açısından hiçbir hamleleri yoktu bordo-mavililerin. Trabzonspor cephesinde futbol adına değişen bir şey yoktu. Yine ortada olan kesik kesik ve korkak oyun. Anlayacağınız eski tas eski hamam misali. Başarısız futbola bir de sistemsizlik eklenince Trabzonspor için beraberlik kaçınılmaz oldu. Artık bundan sonra kimse Trabzonspor'dan mucize beklemesin. Alınan bu beraberlikten sonra tribün desteğini kaybeden teknik heyet ve futbolcuların işleri oldukça zor.
Eyvallah demem!
Şampiyonluğa giden bir takımın oyun tarzı böyle mi olmalı? Böyle mi oynamalı? Sahaya bakıyorsun, bir tarafta hedefi olan bir takımı görüyorsunuz, diğer tarafta ise çok cüzi rakamlarla adı sanı duyulmayan bir futbolcu ordusu. Aralarındaki fark, ben diyeyim buradan Halep'e kadar siz deyin Amerika'ya kadar. Bir takım gol atmak için bir varyasyon mu yapmaz? Kenar kombinasyonları mı yapmaz, orta sahada iyi organize mi olamaz? Soruyorum size bunları yapamayan takım nasıl gol atacak? Hüseyin'in oynatılmamasına "Eyvallah" demeyeceğim ama ya sonradan oyuna girişine her halde bir şeyler deme hakkımız olsa gerek. Ben Hüseyin'in ikinci yarıda oyuna alınmasının mantığını çözemedim. Çözen varsa bize de söylesin... Aslında Hüseyin'in oynatılmaması ve sonradan oyuna alınması her şeyi apaçık anlatmaktadır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.