Renkler karıştı

Spor Toto Süper Lig'de üç tane sarı-lacivertli takım var. Şu garipliğe bakın ki bu 3 takım Ziraat Türkiye Kupası'nda aynı gruba düştüler. Bu renk karışımından mıdır, yoksa orjinallik yapıp taraftarlara forma satma amacı mıdır bilinmez, böyle bir maçta Fenerbahçe sahaya yemyeşil formalarla çıktı. Tabii bu kararından dolayı yönetimi alkışlamak (!) lazım.
Sahada sarı-lacivertli ev sahibi takım olmayınca onlardan "yeşiller" diye bahsederek maça girelim. Aykut Kocaman, ligde 5-2 yendiği rakibi karşısında acayip bir kadroyla çıkmayı tercih etmişti. Acaba yeşillerin yıllardır hasret kaldığı kupayı önemsememiş miydi? Kaleye kupadan Ankaragücü'nden 4 gol yiyen Serkan'ı koymuş, Volkan'ın yerini dolduracak Mert gibi genç bir kaleciyi unutmuştu.

Bir anda kanatsız kaldı
Alex'i dinlendirmeyi düşünerek sahaya sürdüğü kadroda bu fırsattan istifade edip çift santroforlu bir diziliş kullanacağına, Semih'i tek başına yalnızları oynamak zorunda bırakmıştı.
Orta saha, hem defansa hem ofansa yardım edecek ve oyunu yönlendirecek elemanlardan kurulmamıştı. Bütün yük Gökay'ın üzerine düştü.
İkinci yarı başındaki süratli ve baskılı oyun hemen semeresini vermiş ve beraberliği sağlamışken oyuna Alex'le Niang'ı alıp 2 kanat adamı Dia ve Stoch'u dışarı çıkarması Fenerbahçe'nin atak yollarını kuruttu.
Gerçi atılan iki gol dışında Lugano'nun yan direkten dönen bir kafa vuruşuyla Semih'in boş durumda kaleciye çarptırdığı fırsatlarla goller kaçtı ama sanırım bunlar da rakip ağları bulsa çok akıllı bir futbol sergileyip süratli ataklarla goller bulan Bucaspor yine de galibiyeti sağlayabilirdi.