Kocaman ve Alex
Dünkü yazısında Gürcan Bilgiç çok iyi belirtmişti. Alex ilk yıllardaki Alex değildi ve Deivid gidene kadar onunla birlikte yan gelip yatmaya başlamıştı...
Geçen sezonun son haftasındaki Trabzonspor maçını hatırlayın. 90 artı oynanırken kaleci Onur'un burnunun dibinden onun kaçırdığı gol şampiyonluğu götürmüştü.
Bu sezon başında da "Karım doğum yapacak" diyerek Brezilya'ya gidip, hazırlık kampına geç katıldı ve arkadaşlarından geri kaldı. Başkanın sevgisine güvenerek işi ağırdan alan Alex'i hizaya getirmek gerekiyordu. Adil bir hoca olan Aykut Kocaman da "Çalışmayana forma yok" prensibiyle onu kesmeye başladı ve bugünlere gelmesini sağladı.
Adalet ve lanet
Geçen sezonun son haftasındaki Bursaspor-
Beşiktaş maçı öncesi siyah-beyazlı camia başkanından kapıcısına kadar "Bursaspor'un şampiyon olmasını istiyoruz" diye alenen konuştu.
Nitekim maçta da İbrahim Toraman kendi kalesine bir gol atıp, bir de attırdı. Bursaspor da "Trabzon kupayı aldı, ligi F.Bahçe'ye bırakacak" dedikodularıyla bordo-mavilileri olağanüstü havaya sokunca olanlar oldu.
F.Bahçe'nin şampiyonluğunu direkler ve şans da engelleyince yanlış bir anons seyircinin olaylar çıkarıp, sahasının 2 maç kapanmasına yol açtı.
İster "Allah'ın adaleti" deyin, ister "F.Bahçe camiasının laneti" sonucu Beşiktaş'ın beli doğrulmadı, Bursa da Şampiyonlar Ligi'nde sıfır çekti. Hak yiyenler ders almışsa ne mutlu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.