Löw’ün seçimi
Şampiyona öncesinde dünya şampiyonu apoletli Almanya Milli Takımı'nın teknik kadrosunun beyin fırtınalarında ilginç bir başlık vardı. Löw ve yardımcıları, Simeone yönetimindeki Atletico Madrid'in ve Ranieri yönetimindeki Leicester City'nin başarılarının turnuvaya olası etkilerini merak ediyordu.
Aslında bu endişelerinde ne kadar haklı olduklarını turnuva başladığından beri görüyoruz. Arnavutluk'tan Kuzey İrlanda'ya kadar zayıf olarak adlandırılan takımlar, favorilere zor anlar yaşatıyor.
Dün gece Polonya, eleme grubunda yendiği Almanya karşısında kademeli bir alan savunmasını tercih etmişti. Löw yine 9 numaraların sahtesini sahada, aslını yanında tutuyordu. Topu rakibe vermeyen Almanya, buna rağmen bir türlü istediği golü üretecek pozisyonları bulamıyordu.
Milik'in isabet oranı artmalı
İkinci yarının başında kontra da bulmaya başlayan Polonya, Milik'le öyle iki fırsat harcadı ki Löw, bunu durumu değiştirme adına ilahi bir mesaj olarak algılayabilirdi. En son Milik'in ıskasının ardından Gomez de sahaya sürüldü. İlk yarısında kaleyi bulan şut izlemediğimiz bir maçtı. İkinci yarıda biraz olsun oyun açıldı. Mesut'un şık şutunu Fabianski çıkardı. Alman savunmasının gafletinin golle sonuçlanmasını Boateng, Lewandowski'nin önüne atlayarak engelledi.
Polonya savunması, Almanya'ya nefes aldırmadı.
Almanya için en önemli sorun bu tip rakipler önünde savunmayı açamamaları.
4-6-0'ın tıkandığı noktalarda Mario Gomez tercihi önemli olabilir. Polonya'da da Lewandowski'nin sıkı kontrol altında etkisiz kalması ilerleyen turlarda sıkıntı yaratabilir.
Milik'in isabet oranı artmalı bu yüzden.
Beraberlik iki takım açısından da sıkıntı yaratmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.