Bolşoy balesi

20. yüzyılın ilk yarısından itibaren Brezilya'dan ekipler, Avrupa turnelerine çıkıyorlar. Babalarımız, dedelerimiz bizlere geçmişte ülkemizi ziyaret eden bu takımlardan bahsediyorlar.
Dün gece de Brezilya Milli Takımı, stadı dolduranlara uzun yıllar unutulmayacak bir futbol gösterisi sundu.
Neymar'ın, Willian'ın, Oscar'ın Bolşoy Balesi'nin seçkin birer üyesi edasıyla yaptıkları hareketler muhtemelen saha içinde bizim futbolcularımızı da rüya alemine götürdü.
Daha birkaç ay önce kendi evinde bir yenilgi değil düpedüz bir bozgun yaşayan Brezilya'yı yeniden yaşama döndüren öpücüklerden birini biz vermiş olduk.

Brezilya gönülleri fethetti
Pas trafiğinde hiçbir sıkışıklık yaşamayan, su gibi akan oyun örgüsüyle gözlere, gönüllere hitap eden bir Brezilya vardı sahada. Bizim çocuklar da onlara saygı gösterip bu şova şapka çıkardılar.
Dunga da tribünlere dolduranlara saygısından Neymar'ı, Willian'ın devre arasında oyundan almadı.
Bizim açımızdan bakıldığında olay net. Sorunu yıllardır teknik direktörlerde arayacağımıza oyuncu yetiştirme işini Almanlar'a bırakan yöneticilere kızma zamanı gelip de geçiyor bile. Sorun farklı yenilmekte değil. Sorun bu 80'leri hatırlatan çaresizlikte.